menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nefrete Yenik Düşen Masumiyetimiz

17 0
05.02.2025

MERHAMETLE hakikatli bir tanışıklığımızın olmayışının kahredici bir sonucu bu.

Dolayısıyla hayata taşlaşmış kalplerle bakıyoruz. Eylemlerimiz bu düzlemde gerçekleşiyor. Sevgisizliğin ruhumuza verdiği keder bizi takatten düşürdü. Yorulduk. Lütuftan nasip alamamış olmanın diğer adı bu olsa gerek. Acımasızlık kıskacında işkence gören kölelerden bir farkımız kalmadı. Azap gördükçe azap eder olduk. Empati yoksunluğumuzun sebep olduğu çığlıklar arşı tuttu ama bizim kulaklarımız hâlâ sağır. Duymuyor.

Huzur ve masumiyetimizin nefrete yenik düşmesinin ağır bedellerini ödeyip durmaktayız.

NEFRETE yenik düştüğümüzden güldüklerimiz gülünesi değil, ağladıklarımız da ağlanası…

Dış etkiler içsel tetiklenmelere sebebiyet vererek bizi kaosa sürükleyip telaşımızı kullanıp ele geçirdi.

Duygu ağacımızdaki tüm masum yaprakları hunharca koparıp manevi bünyemizi nefretin istila etmesinin kök nedeni bu.

Kendimize yenik düşünce zamana yenik düştük, mekâna, makama, tüm hırslarımıza yenik düştük. Çarmıha gerilip uzun ve paslı çiviler çakıldı iyilik namına neyimiz varsa.

Ne oldu peki sonunda?

İyilikler masallara özgü olarak kabul edilmeye başlandı. Gerçekliği kayboldu. Kurguların kurbanı olduk.

Düşlerimiz kirlendi ardından…

Gökyüzümüz rahmet barındırmayan bulutlar tarafından karartıldı. Yerden bereket bitmedi.

İnsanlık adına endişe duyanlar yine de vardı ama cılız seslerden oluşan uğultu olmayı aşamadı.

KELEBEKLERİMİZ rüya göremez olduğundan hâdiselerin teviline ulaşamadık. Yusuf’un zindanından daha çok kararmıştı yaşamaya çalıştığımız mekanlar tüm ihtişamına rağmen. Bu sebeple büyük taarruzları minik saldırı denemeleri olarak algıladık. Zihnimizde uçsuz bucaksız bozkırların silüeti silindiğinden film........

© İstiklal