Kestane Kalplim
“KESTANE KALPLİM” hitabını ilk defa duymuş ve şaşırmıştım.
İnsanlar sevdiklerini bazı benzetme ve yakıştırmalarla severler. Alıştığımız, bildiğimiz bir husus. Hele Anadolu’muzda yavuklusunun ismini zikretmek genellikle yakışık almaz. Doğru bulunmaz. Yârin ismi öyle uluorta her yerde söylenmez. Mahfuz tutulur. Hele anne baba ve diğer aile büyüklerinin yanında bundan şiddetle uzak durulur.
Bu gelenek herkes tarafından bilinip ehemmiyet verildiğinden gıyabında kız çocuklarının hâli sorulduğunda veya selam iletileceği vakit “Kerimeniz” şeklinde kıymetliniz, Allah’ın size en güzel ikramı anlamında kullanılırdı. Aynı şekilde kız kardeş için “Hemşireniz” denirdi. Kardeş, özellikle kız kardeş demektir. Farsça hem eki ve şir "süt" sözcüğünün birleşiminden oluşur. Eş için ise saygıdeğer kadın, hanımefendi anlamında “Hanım” kelimesi kullanılırdı. Bu kelime, zarafet ve asalet kavramlarını içerir. Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir ve tarih boyunca kadınlar için saygı ifadesi olarak kullanılmıştır.
Aynı hassasiyetin bir gereği olarak yukarıda belirttiğimiz gibi kişiler eşlerinden isimleriyle bahsetmezlerdi. Benzetme veya kakıştırmalar arasında en çok çiçek türleri, güller ön sırayı alırdı.
Ama “Kestane Kalplim” şeklinde ünleyene hiç rastlamamıştım.
…
ÇOCUKLUĞUMDA komşularımız akşam çağırır gurbette veya asker ocağında olan çocuklarına mektuplar yazdırırlardı. Öz olarak söyledikleri ekinler, harman, mahsul, ahırdaki inekler, kuzulayan koyunlar, köyde ölenler, tutulan bekçi, bağ ve bahçe hakkında birkaç haberden öteye geçmezdi. “Geriye kalanı sen tamamla, yaz bir şeyler” denilirdi. O günkü aklımızla süsleyerek........
© İstiklal
