Güdülenmiş Sevgi Davranışı
ARKADAŞLARLA birkaç günlüğüne Çanakkale’nin bir beldesine gitmiştik üç sene evvel. Onlar denize meftun olduklarından kendilerini çağırmıştı ve cümbür cemaat bu davete icabet etmişlerdi.
Ben fakir ise eski taş döşeli sokaklarda dolaşmayı ve kendimle halleşmeyi daha sevimli bulmuştum. Yorulunca meydandaki kahvenin ulu ağacının altında oturmuş cırcır böceklerinin sesinden fırsat buldukça kendi derunumda yolculuk yapmaya çalışıyordum.
Yan masada yaşını almış, saçları uzun, oturuşu bilgece ve konuşması cezbedici bir zat etrafını çevrelemiş ve kendisini can kulağıyla dinleyenlere hararetli bir şeyler anlatıyordu.
Acaba bizim nasibimize buradan ne düşer, kandilime birkaç damla da olsa yağ damlar mı diye kulak kabartmıştım. Söylenenlerin çoğunu tam duyamadım ama gözlerimi kapatıp kendimi çevreden soyutlayarak tüm dikkatimi onlara yöneltince şu cümleyi yakaladım:
“Güdülenmiş sevgilerden sakının.”
Tamam dedim, benim nasibime bu düştü. Hemen not aldım. Telefonumun not defteri kısmını temizlerken dün bu cümleyle karşılaştım. Yoğunlaşıp düşünememiştim. Demek zamanı şimdiymiş.
…
GÜDÜLENMİŞ sevgi davranışı başa beladır.
Gönlünde olmayanın gönlüne dikte edilmesi ve kendini bu sevgiye adamanın istenmesi çaktırmadan sevdirilmeye çalışılan bir esaretten ne farkı vardır? İnsanın iradesine bu denli ipotek koyma arzusu ve iştahı nereden kaynaklanmaktadır? Rahmanî olmadığı kesin olan bu hükmedici davranışın pençesine düştüğümüz zaman canlı cenaze olacağımızın farkına varmamız gerekiyor? Bunlar modern zamanlarda yeni ve çeldirici aparatlar bulduklarından sosyal mecralar yoluyla yayılan altına müzik döşenerek dolaşıma sokulan kısa video ve görüntülerle zıvanadan çıkmış durumdadırlar.
Ne yazık ki, çoğumuz bu oltalara........
© İstiklal
