menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çok Zekiydi Zekiye

11 0
wednesday

EVLERİ hemen yamacımızdaydı. Bir ağabeyi dört erkek kardeşi vardı. Tek kız Zekiye idi.

Baba sert kayadan daha fazla bir sertliğe sahipti. Güldüğünü ömrü boyunca gören olmadığı gibi çevreye karşı uyumsuz, akrabalarına karşı da huysuzdu. Kendisinin sevilmesine müsaade etmezdi. Belki de küçük yaşta babasını kaybetmesi ve annesinin köyüne onunla dönmesi, diğer kardeşinin amcalarla kalması gibi küçük bedeninin kaldıramayacağı yüklerin omuzuna binmesinin bunda bir payı olabilir, bilmiyorum.

Anne babanın şiddetini önleyemezse bile hafifletmeye çalışırken kendisi de bundan nasibini alıyor, hırpalanıyordu. Ama yapacak başka bir şey de yoktu. Günün belli aralıklarında validemin yanına uğrar, ona dökülür biraz da olsa rahatlayarak evine dönerdi. Kendince böyle bir yöntem geliştirmişti.

ERKEK çocuklar baba ile mücadele etmek için hangi yolu tercih etmiş olurlarsa olsunlar zulümden paylarını alıyorlardı. Onlara hiç nefes aldırmıyordu. İkisini köyün bu mahallesine diğer ikisini de öteki mahalleye sığır çobanı olarak vermiş günün erken saatlerinden itibaren işlerinin başında olduklarından akşam yorgun argın dönüyor yıkılıp kalıyorlardı. Bu durum babanın işine geliyor, asayişi bu şekilde sağlıyordu.

ZEKİYE kara kuru bir kızdı. Kalın kaşları vardı. Simsiyah ve uzun saçlarını her gün ördürürdü. Eğer o gün kendi annesi buna fırsat bulamamışsa bize gelir anneme ördürürdü.

Evlerinde yaşanan şiddetten kendini korumasını biliyor, zekâ oyunlarıyla mevcut durumlardan sıyrılmayı başarıyordu. Öğrenmeye meraklıydı. Bizden sürekli okumak için kitaplar alırdı. Bilgili olmak ona yeni zekâ oyunları kurmaya fırsat veriyordu. Tiyatral yeteneği sayesinde yüksek bir yere çıkıyor veya bulduğu sandalyeye zıplıyor ve kendince hallere girip habire bir şeyler anlatıyordu. Babanın dikkatini bu şekilde dağıtıyor, ilgisini çekmeye çalışarak mevcut olumsuz havayı gidermeye çalışıyordu.

GENÇ kızlık dönemlerine de şahit........

© İstiklal