menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cellat Düğümü Atmayın Kendinize

14 0
22.01.2025

ÖRNEKLERİ kimi zaman çok şaşırtıcı olurdu. Hatta irkiltici…

Normalde münasebetlerinde hoşgörülü, kabahatlere karşı müsamahalıydı. Ancak sohbetin perdesini araladığında konu ciddiyse eğer bizi içine düştüğümüz mahmurluktan çekip almak için ciddileşir yayılmamıza müsaade etmezdi. Burada iki şey söz konusu oluyordu anlayabildiğim kadarıyla: Birincisi konunun hassasiyeti ikincisi dinlemenin ciddiyeti.

Eğer bu iki ilke ve buna bağlı olan diğer unsurlar dikkate alınmazsa kahvehane muhabbetini aşamayan lakırdılardan öteye geçemezdi.

Anlatıcı israf edilirdi. Konu israf edilirdi.

Ve dinleyenlerin kendileri ve vakitleri israf edilirdi.

Böylesi bir sohbetin elbette bereketi olmadığı için diriltici özelliği de kalmazdı.

“CELLAT düğümü atmayın kendinize” dediğinde fena halde irkilmiştim. İçsel bir titreme geçirdiğimi hatırlıyorum ki, korkunçtu. Yanımda oturan arkadaşım yüzümün sapsarı kesildiğini söylemişti.

Daha sonra fark ettiğim şey çoğunluğun aynı hissiyatı yaşamış olduğuydu.

HAZMIM hiç kolay olmadı.

Günlerce içimde evirip çevirip durdum. Kabullenmekte zorlanıyordum. Üzerinden biraz zaman geçip serinlediğimde bu emir üzerinde soğukkanlı olarak düşündüm.

Yaşam olaylarına zihinsel bir elek eşliğinde yaklaşmaya çalıştım.

Ustanın hiç haksız olmadığını gördüm ama yine de bunu kendime itiraf etmem gecikti.

CELLAT ilmeğini evvela sevdiklerimize attığımızı gördüm…

Onlara nice baskı yöntemleriyle zulmetmemiz bir nevi cellat düğümü atmak değil miydi?

Kendilerini........

© İstiklal