Beklemeler Durağında Ömür Tüketiyoruz
HAYAT bir beklemeler durağı.
Hepimiz bir yerlerde bekliyoruz. Bir şeyler bekliyoruz.
Ömrümüz bekleyişlerin çakışmasından ibaret belki…
Ve hayatımız beklerken elimizden kayıp giden en büyük sermayemiz.
…
BEKLEMEMEK mümkün mü peki?
Her ne kadar mümkündür cevabını versek bile hepimiz bunun gerçeği yansıtmadığını biliriz.
Kuyruğu dik tutmak için kendimize yaptığımız bir ego yüklemesidir bu sadece.
Dik durmanın, müstağni kalmanın, ihtiyaç içinde görünmemenin beyhude arayışı.
Ama hayat ile kesişmiyor.
…
KİMİMİZ sevmeyi yük olarak görürüz ama dibine kadar da sevilmeyi bekleriz.
Merhameti, acımayı zaaf olarak görenlerimiz dahi içten içe merhamet beklerler. Hatta ters manivela gibi merhametsizlik ettikçe merhamet dilenirler. Bir nevi “Ben buradayım, varım, görün, merhamet edin” der ama bunu tam ters bir davranışla ortaya koyar.
Evet, paradoks ama böylesi bekleyişler de var.
…
YARDIM bekleriz örneğin. Yokluk zamanlarımızda koruyan, kollayan ve destek çıkanları gözleriz.
Yapanların iyiliklerine devam etmesini bekleriz.
Gün gelir yokluk derelerinde otlar biter ve palazlanırız.
Bu vesileyle gizli varlık kibrine kapılırız ve yine bekleriz.
Bu defa teşekkür bekleriz, minnet bekleriz.........
© İstiklal
