menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aşkın Sürgünü

13 0
23.01.2025

“AŞK SÜRGÜNÜYÜM” ben derdi…

Hemen ardından ilave ederdi: “Aşk sürgünü olmak başka aşktan sürülmek başkadır.”

Muhabbet kendi kıvamında coşup akarken araya başka cümleler sıkıştırırdı. Aşkta aşk ile sürgün vermek gerek. Aşktan sürgün yememek için lazım olan bu…”

Kafamız karışırdı tabi.

Onun zihni berraktı şüphesiz ama bu kelime oyunlarıyla gönlümüzü yokuşa sürerdi.

Bu da bir nevi sürgün yani sürülmek değil miydi?

Ne demek istediğini anlamak için epeyce çırpınırdık. Uygun cevaplar geliştiremediğimizde yüzünü düşürürdü ki, bu bizim için tam bir sürgün demekti.

SÜRGÜNE maruz kalmış dedelerin torunuyuz çoğumuz. Kafkasya’dan sürülmüşüz biz örneğin.

Nicemiz yollarda telef olmuş. Perişanlık yaşamış. Mezarları bile bilinmez. Yol üzerinde mücadeleyi sürdüremeyip vefat edenler defnedilip yası bile tutulamadan yolculuğa devam edilmiş.

Deniz üzerinden gelenlerin kimi hava değişikliğine dayanamamış. Terlemeyi bile bilmeyen yüksek dağların kocaman yürekli adamları, kadınları, evlatları çetin şartlara dayanamayıp son nefeslerini verdiklerinde mevtayı denizle buluşturmuşlar. Bu sebeple yaşlı Çerkesler Karadeniz’in balıklarını yemezlerdi. Kısacası sürgün kelimesinin zihnimdeki ilk çağrışımı olumsuz.

Ama ustanın anlattığı sürgün bu........

© İstiklal