Saraydan Sofraya Uzanan Lezzet
Zaferan Restaurant’ın zamansız mutfağı ve Şef Recep İncecik
Artık, Kapadokya’nın yüzyıllardır yontulmuş taş duvarlarında yankılanan bir lezzet sesi var. Rüzgârın fısıltısıyla peribacalarına sinen bu ses, bir zamanlar Topkapı Sarayı’nın kubbelerinde kaynayan tencerelerin tınısını taşıyor. Bu ses, Adana’nın sıcak sokaklarında çocuk yaşlarda başlayan bir düşü, mutfağın muhteşem ritüellerine dönüştüren bir adamın, Şef Recep İncecik’in sesi. Ve bu sesin yankılandığı yer, bir restoran olmanın çok ötesinde bir mutfak şaheseri…
Zaferan Restaurant, Ajwa Cappadocia’nın zarif bağrında konumlanan, zamanın ötesine uzanan bir lezzet istasyonu.
Mutfakla yazılmış bir hayat hikâyesi
Recep İncecik Şef’in hikâyesi, tencereyle kaşık arasında, arşiv sayfalarında, müze koridorları ve Osmanlı saray mutfağı eserlerinin bulunduğu kütüphanelerin tozlu raflarında saklı... Adana’da başlayan bu yolculuk, Sultanahmet’teki “Sultan Köşesi” adlı restoranla tarihsel bir derinliğe kavuşur. Ama o, yemek pişirmekten fazlasını hedefledi: geçmişin unutulmuş tariflerini, bugünün masalarında yeniden yaşatmak. Bu uğurda mutfağına bir tarih, bir ruh ve bir kimlik katmayı seçti.
Gazetecilik ve İletişim eğitimi almış olması, onun yemekleriyle kurduğu bağda da iz bırakmış. Çünkü İncecik için yemek bir anlatıdır. Her tabak, içinde bir coğrafyanın, bir medeniyetin ve bir geleneğin hikâyesini taşır. Her lezzet bir hatıra, her tat bir iz. O yüzden “Her yemeğin bir hikâyesi vardır ve misafirler de bu hikâyenin bir parçası yapılmalı” diyor.
Kapadokya’nın taşlarında saray tınıları saklı “Zaferan Restaurant”
Nevşehir’in büyülü coğrafyasında, taş yapıların........
© İstiklal
