Zamanın Ayarlarıyla Oynamak: Düşman Ceza Hukuku’nun Hedefindeki Odak, Kadim Türk Devlet Aklı
Bir toplumun saatini bozan, aslında o toplumun hakikat algısını bozar. Zaman, sadece takvimlerde ilerlemez; fikirde, törede ve devlette akar. Bu yüzden hukuk bir zaman mekânizmasıysa, onunla oynayanlar sadece hüküm değil, kader de inşa eder.
Bu bağlamda, düşman ceza hukuku uygulamaları günümüz Türkiye’sinde yalnızca bireyleri değil, bir milletin geleceğini de hedef alan sistemli bir manipülasyon biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yapı, Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanında betimlediği gibi, sahte ayarlarla zamanı ve algıyı dizayn etmeye çalışan bir kurgusal gerçekliğe dönüşmüştür.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde bozulan saatler, aslında toplumun ortak aklının, vicdanının ve hafızasının bozulmak istendiğini ima etmektedir. Bugün ise benzer bir şekilde devletin idari ve hukuki aygıtları; şahsi, ideolojik veya kliksel çıkarlarla araçsallaştırılmakta, hakikat yerini yapay hükümlere/yapay kader dizaynlarına bırakmaktadır. Bu kliksel çatışma yalnızca bireyleri değil, toplumun tümünü içine alan bir sosyolojik ikna operasyonudur. Ve bu bozulmuş zaman içerisinde milli değerleriyle direnenler de “tehdit olarak görülmekte”, sistem tarafından milli’ye olan sadakat değil, talimat yığınlarına itaatkâr olanlar ödüllendirilmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletçi, Türk milliyetçi, Atatürk Türkiye’sini savunan vatanperverlerin duruşu ideolojik değildir. Kurucu değerlerin muhafazası ideolojik çatışma malzemesi hâline........© İstiklal
