Allah Dağına Göre Kar Verir: İstihbaratta Çağın Gereklilikleri ve Kuantum Çağına Geçiş
İstihbarat, her zaman coğrafyanın, koşulların ve zamanın ruhuna uygun biçimde şekillenir/dönüşür ve kendini, yöntemlerini/metotlarını sürekli günceller. Tehditler sürekli arttığı gibi bu tehditlere yönelik karşı koyma yöntemleri de gelişir/güncellenir. Bir Atasözümüz, "Allah dağına göre kar verir" der. Bu söz, hem bireyler için (yani yetişmiş/nitelikli insan kaynağınız) hem devletler için (yani devlet hafızanız stratejik aklınız diplomasiniz) hem de istihbarat örgütleriniz (yani milli güvenliğin tesis edilmesi) için geçerlidir.
Mesela Türkiye gibi jeopolitik ve jeostratejik konumu itibariyle dünyanın merkezinde, Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan ve etrafı adeta bir ateş çemberi olan bir coğrafyaya sahipseniz/böyle bir devletseniz, dağınızın karı da çok olur. Ama kurtlar puslu havayı sever. Ve bir de kurtlar kışı geçirir ama yediği ayazı unutmazlar.
“Terörsüz Türkiye” Bir Hazırlık Sürecidir
Devlet, 'Terörsüz Türkiye' diye başlığı 'Melhame-i Kübra'ya' hazırlık sürecinin öncesinde atar; BOP projesi kapsamında İsrail, İran'ın kurmay aklına İran'ın içerisinden nokta operasyon gerçekleştirerek askerî karar mekânizmasını bir gecede imhâ eder. Ama devlet baba, 'Terörsüz Türkiye' derken vatanın bölünmez bütünlüğü için asli unsur olan iç dost-düşman olan herkese son kez bir çağrıda bulunmuştur. Bu saate kadar olan tüm dostluk-düşmanlıklar askıya alınmış, dıştan gelebilecek muhtemel tehditlere yönelik iç cepheyi güçlendirme mesajı verilmiştir.
Yani “Terörsüz Türkiye” demek, iç işleri (içerideki) meseleler askıya alınmıştır; ya bizimle olursunuz ya da yok olursunuz demektir. Devlet aklı öncesinden bölgesel senaryoyu okur, harekât planlarını hazırlar, siyaset mekânizması da gereken çağrıyı gerçekleştirir. Yani her şart/dönem, kendi gerçekliği ve imkânları........
© İstiklal
