Geçen haftaki yazımda kiralanın teslimi üzerine, özellikle kiracının, kiralanan taşınmazı boşaltırken, kiralayana teslim ediş şekli ve usulü hakkında genel bir yazı yazmış idim. Ancak gerek aldığım dönüşler gerekse meselenin önemi, işgal ettiği gündemden hareketle genel olarak kira tespit ve tahliye davaları üzerine birçok konudan bahsetme gereği hasıl oldu.

Kira tespit, kiralanın tahliyesi, kira ilişkisi davaları özellikle pandemi sonrası dönemde ülkemizin son yıllarda yaşadığı çok ağır enflasyon şartları, ekonomik sıkıntılar, son yıllarda gayrimenkul piyasasında yaşanan sert dalgalanmalar ile iyice arşa çıkan bir toplumsal sorun halini almıştır.

Bugün kiraya ilişkin uyuşmazlıklar gerek yargılamaların çok uzun sürmesi, belirsizlikler itibari ile konunun lafza ve yoruma oldukça açık oluşu neticesinde hem kiracıyı hem kiralayanı mağdur eden, vatandaşları taşınmazını kiraya vermekten korkutan, ev kiralamaktan çekindiren kanayan bir yaradır.

Bilindiği üzere kiraya ilişkin davaların en çarpıcı özelliklerinden biri de kamu düzeni ile ilgili oluşlarıdır. Kamusal özelliği ekonomik ve toplumsal hayat ile doğrudan ilişkili olmasından kaynaklıdır. Böylelikle bununla ilgili her türlü yöntem ve şekli belirleyecek olan kanun ve yargı kararları, içtihatlarıdır.

Bahsettiğim uzun yargılama süreleri maalesef bugün tarafları mağdur eden asıl unsurdur. Uzun yargılama sürelerini bir silah olarak kullanarak fahiş düşük ücretler ile hukukun arkasına sığınarak deyim yerinde ise kiraladığı evi........

© İstiklal