Bir Tek Kişi İçin Üretmek
Bazen bir tek fısıltı, bir kasırgadan daha fazla yankı uyandırır.
Bazen yazdıklarımız anlamını yitirir. Kalem, kâğıttan çekilir; zihin, enkaza dönmüş bir şehir gibi sessizleşir. İçinde bir ses, zalim bir fısıltıyla mırıldanır:
“Bırak artık. Söylenmedik söz kalmadı. Her aşk bin kez yazıldı, her hüzün bin kez anlatıldı. Bu koca dünyada, söylenmemiş söz kalmadı. Senin katacak hiçbir şeyin yok.”
Bu yalnızca bir tükeniş değil, bir anlamsızlık hissidir. Anlamın da anlamını yitirdiği anlar vardır. Daha dünyevi bir ses hemen arkasından gelir: “Devam etsen ne olacak, sanki okuyan mı var? Sesini kim duyacak?
Gürültünün, popülerliğin, algoritmaların oyununda kaybolacaksın. Değer görmeyen emek, toprağa düşüp filizlenmeyen tohum gibidir; nihayetinde çürür gider.”
Ve insan, bu iki sesin arasında bir yerde, yavaşça susar.
“Tamam,” der, “Sanat da, yazı da, düşünce de burada bitsin.”
Ama işte tam o anda, mucizevi........© İstiklal





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein