menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Günlüğümdeki Ata Yurdumuz Kazakistan

13 0
01.07.2025

2017 Mayıs ayıydı. Baharın yerini yaza terk etmeye başladığı, güneşin efelendiği günlerde Türkiye Diyanet Vakfı Eğitim Müdürü Veysi Kaya ile beraber İstanbul’dan THY’e bağlı bir şirket olan Atlasjet1 ile Kazakistan’a hareket ettik. TDV adına mülakatlar yaparak Uluslararası İmam Hatip Liselerine öğrenci seçimi yapacağız. Uçağımızın çoğunluğunu valizlerle küçük çaplı ticaret yapan Kazaklar oluşturuyordu. Üç saat sonra Çimkent Havaalanı’na iniş yaptık. İniş saatimiz 01.50 iken saat farkı sebebiyle bir de baktık yerel saat 04.50 olmuş, doğrusu üç saatlik fark aklımızı karıştırdı.

Bizi havaalanında, çok heyecanlı, hareketli, aşklı, şevkli bir Kazak beyefendi karşıladı. Halilullah Maccanov. Arabaya bindiğimizde ise yardımcısı İhlas Beyle tanıştık. Halilullah, ne kadar konuşkansa İhlas da o kadar suskundu. Farklı bir ülkeye ilk defa gidince her şey insanın dikkatini çekiyor. Yollar, binalar, tarihten izler vs. Arka arkaya sorular soruyor, bilgi derlemeye çalışıyorum; Nüfus, özgürlük, dinî hayat ve benzeri konular. Halilullah, Türkiye’ye sık gelir ve her gelişinde Diyanet Vakfı’na uğrar. Kendisi de Kazakistan İhlas Vakfı’nın başkanı. Şimdi biz onun misafiriyiz. Otelde kalmamıza müsaade etmedi, yöneticisi olduğu Kur’an kursunun misafirhanesinde ağırladı. Şimdiye kadar Türkiye’deki İmam Hatip Liselerine ve İlahiyat Fakültelerine beş yüzden fazla öğrenci göndermiş. Mezun olan öğrenciler tekrar memleketlerine dönüp İslami hizmetlere katkı sağlıyorlar.

Kur’an Kursu’na girişimiz tam bir tören havasında gerçekleşti. Resmi devlet törenlerini aratmadı. Kırk kadar öğrenci gurubu ellerinde çiçeklerle koridor oluşturmuşlar kapıda ilahilerle bizi karşıladılar. Kısa bir dinlenmenin ardından da yerel “dombra” dedikleri milli sazlarının eşliğinde canlı müzikle kahvaltı yaptık.

Kazakistan, Müslüman ülkeler içinde yüzölçümü açısından birinci sırada. Güneydoğusundaki dağlık alanlar dışında büyük kısmı ovalar ve dalgalı platolardan meydana geliyor. Ülkenin güneydoğu kesiminde Tien Şan dağları, doğu kesiminde ise Altay ve Tanrı dağları var. Tanrı Dağları, Kazakistan- Kırgızistan sınırında yer alıyor.

Güncel Kazak nüfus, yirmi milyonu aşmış durumda. Rus işgali sırasında kendi memleketlerinde azınlık iken Rusların ve diğer unsurların memleketlerine dönmeleriyle Kazak nüfus % 70’e çıkmıştır. Kazakların büyük çoğunluğu kırsal alanda yaşamaktadır. Müslüman nüfus da % 70 civarında. Kazak olup az da olsa Müslüman olmayanlar da var. Türkiye’nin üç katı yüzölçümüne sahip ama Türkiye’nin dörtte bir oranında nüfusu var.

Ruslar, Kazakistan’ı tamamen idareleri altına aldıktan sonra burada büyük bir asimilasyon siyaseti uygulamışlar. Halkın ibadet hürriyeti kaldırılmış ve camiler kapatılmış. Müslüman halk ateistlik konferanslarına katılmaya mecbur bırakıldığı gibi “ateistlik” okullara ders olarak konulmuştur. Öte yandan millî kültürü aksettirecek edebî eserler dahi yasaklanmış. O günler geride kalmış, şimdilerde dinî hayat biraz daha özgür gözüküyor. Ne var ki halk, bu özgürlüğü kullanıp kullanmamakta tedirgin. Sanki her an ellerinden alınacakmış gibi bir korku var. Dönemin Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev (1990-2019) zamanında Rusların yaptığı dini yıkım hareketine son verilmiş. Devletin din adına bir hizmeti yok ama en azından hizmet verenlere bakışı olumsuz değil. Halilullah diyor ki; 1991 yılındaki özgürlük öncesi Lenin’in rozetini taşırdık, onu yaratıcımız sanırdık. Maymundan türediğimize inanırdık. Turgut Özal’la beraber biz Müslüman olduğumuzu anladık.

Kazakistan’da Kazakça ve Rusça olmak üzere iki resmi dil bulunuyor. Yüz otuz civarı etnik grup var. Halkın p’e yakını günlük hayatta Kazakça........

© İnsaniyet