Sessizliğin Sesi – V
(anlatı)
***
…ayaklarım gidiyordu, kalbim gitmiyordu… gitmek istemiyordum, gidiyordum… ben gitmesem belki kimse gitmez yalanıyla kendimi dinledim… yalan… tamamen yalan… gitmesem de gideceklerdi, neden gittim o zaman?
…bir martının peşine ben de takıldım… ağzında bir lokma ekmek vardı… deniz kenarında… birden… on, yirmi, otuz, bir sürü martı… o ağzındaki bir lokmayı kapmak için bu martıyı kovalamaya başladılar… ben de peşlerinden gittim…
…iki arşın dalga üstüme döküldü birden…
***
Bir yakaza âleminde
Halil Cibran’ı karşımda görünce;
-Sana bir şey sorabilir miyim, dedim.
-Sor bakalım, dedi.
-Bir yazar yeteneksiz olursa yine de yazmaya devam etsin mi?
Tane tane konuşarak dedi ki:
-Yetenek, yavaş yavaş gelen bir baharın başlangıcında bir ardıç kuşunun söylediği bir şarkıdır yalnızca!
***
Seninle işim bitmedi ZeZe.
Ben ölürsem beni denize at demiştim,
Vazgeçtim, beni toprağa göm…
***
-Kiminle konuşuyordun öyle uzun uzadıya ZeZe?
-Dağla, denizle, vadiyle, bayırla! Çimenle, çiçekle, gökle, bulutla…
-Öyle konuşmana gerek yok ki cihazlarla ZeZe! Hiç ses çıkarmasan bile bir ömür boyu konuşurlar seninle!
***
Bugün kirlilik her yerde var çünkü maya bozuldu. Maya bozulunca bu maya insanlık mayası olunca dolayısıyla insanlık bozuldu… Onun için her yanda kirlilik var. Günümüzde en büyük kirliliklerden biri de sosyal medya üzerinde… Herhâlde çoğu kişi sosyal medyaya inanmıyor, inanmak istemiyor(!) Doğrudur, doğru kullanmadığımız........© İnsaniyet
