Benzer İsimli Bilginler -Râzîler-
Kur’ân’ın “oku” emri ile başlayan ilmî hareket, üzerine yemin edilen kâğıt ve kalemle hayat bulmuş; İslâm coğrafyasının farklı yerlerinde kadim zamanlardan günümüze kadar binlerce âlim yetişmiştir. Müslüman bilginler, Kâtip Çelebi’nin sayımı ile farklı bilim dallarında yaklaşık üç yüz elli kadar eser telif etmişlerdir. Bu yazımızda ilim semasını aydınlatan yıldızlardan ve “Râzî” nisbesiyle meşhur olan âlimlerden bazılarının isimlerine yer vereceğiz. Şunu da hemen ifade edelim ki, “Râzî” nisbesi, kural dışı kullanılan bir nisbe olup “Rey” şehrine mensup, “Rey”li demektir. Sultan Melikşah devrinin başlarına kadar Büyük Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapan Rey şehri, günümüzde Tahran şehriyle birleşmiş durumdadır.
İsimlerine yer vereceğimiz “Rey”li dört bilgine geçmeden önce “Râzî” ismiyle şöhret bulanlar arasında Ebû Zür’a Ubeydullâh b. Abdilkerîm b. Yezîd er-Râzî (ö. 264/878), “Emîrü’l-mü’minîn fi’l-hadîs” unvanına sahip muhaddis Ebû Hâtim Muhammed b. İdrîs b. Münzir er-Râzî (ö. 277/890) ve oğlu İbn Ebû Hâtim olarak tanınan Ebû Muhammed Abdurrahmân b. Muhammed b. İdrîs er-Râzî (ö. 327/938), Hekim ve filozof Ebû Bekir Râzî’ye reddiye olarak A’lâmü’n-Nübüvve adlı eseri kaleme alan Ebû Hâtim Ahmed b. Hamdân b. Ahmed er-Râzî (ö. 322/933), Endülüslü bilgin Ebû Bekr Ahmed b. Muhammed b. Mûsâ er-Râzî (ö. 344/955), el-Cessâs olarak da bilinen Hanefi bilginlerinden Ebû Bekr Ahmed b. Alî er-Râzî (ö. 370/981) ve Ebû Bekr Necmüddîn-i Dâye Abdullah b. Muhammed b. Şâhâver el-Esedî er-Râzî’nin (ö. 654/1256) isimlerini sayabiliriz.
Ebû Bekir Râzî (ö. 313/925)
Benzer isimli bilginlerden kronolojik olarak adını zikredeceğimiz ilk bilgin, hicri üçüncü miladi dokuzuncu asırda yetişen hekim ve filozof, Avrupalıların Rhazes dedikleri Ebû Bekr Muhammed b. Zekeriyyâ er-Râzî’dir. Ebû Bekir Râzî, 251/865 yılında Rey şehrinde doğmuş, 313/925 yılında aynı şehirde vefat etmiştir. Özellikle tıp alanında yaptığı çalışmalarla şöhret bulan Râzî, ilk klinik denemeleri yapan kişi olmasının yanı sıra başta tıp olmak üzere farklı ilim dallarında eserler kaleme almış önemli bir şahsiyettir.
Eserleri
Râzî, tıp, tabiat ilimleri, mantık, matematik ve astronomi, felsefe, metafizik, ilâhiyat, kimya ve diğer bazı konularda yaklaşık 200 kadar eser kaleme almıştır. Tıp alanında kaleme aldığı el-Câmi’u’l-kebîr diğer adıyla el-Hâvî adlı ansiklopedik çalışması onun başyapıtı olarak kabul edilmektedir. Kitabın baskısı yapılmıştır.
Ebû Bekir Râzî’nin tıp ve diğer alanlardaki bazı eserleri şöyledir. et-Tıbbü’r-rûhânî (Ruh Sağlığı adıyla Türkçe’ye tercüme edilmiştir.), es-Sîretü’l-felsefiyye, Makâle fîmâ bade’t-tabîa, Makâle fî emârâti’l-ikbâl ve’d-devle, Ahlâku’t-tabîb, et-Tıbbü’l-Mansûrî, Kitâbü’t-Tecârib, Kitâb Sırru sınâati’t-tıb, Kitâbü’l-Kavlenc, Makâle fi’n-nikrîs, Tekâsîmü’l-ilel, Kitâb Cerâbü’l-mücerrebât ve hizânetü’l-etıbbâ, Kitâbü’ş-Şükûk alâ Câlînûs, Kitâbü’l-Esrâr ve sırrü’l-esrâr, Kitâbü’l-Mürşid/Füsûl, Bürʾü’s-sâa, Kitâbü’l-Cüderî ve’l-hasbe, el-Hasa’l-mütevellide fi’l-kilâ ve’l-mesâne, Kitâb me’l-fârık evi’l-furûk ev kelâm fi’l-furûk beyne’l-emrâz, el-Medhalü’s-sağîr ilâ ilmi’t-tıb, Kitâbü’l-Medhal ile’t-tıb, Risâle fî mihneti’t-tabîb, Men lâ yahduruhû tabîb, Risâle tecâribü’l-bîmâristân, Kitâb Menâfiu’l-ağziye ve def’u madârrihâ.
Fahreddin Râzî (ö. 606/1210)
İsmine yer vereceğimiz ikinci bilge, ömrünü ilim yolunda geçiren, geride bıraktığı kıymetli eserler yanında pek çok öğrenci yetiştiren müfessir, kelamcı, fakih ve hatip gibi farklı yönleri bulunan Ebû Abdillâh Fahrüddîn Muhammed b. Ömer b. Hüseyn er-Râzî’dir. 543/1149 yılında Rey şehrinde dünyaya gelen Fahreddîn Râzî’nin ilk hocası, muhaddis ve müfessir Hüseyn Begavî’nin (ö. 516/1122) yanında yetişen ve kelâm ilmine dair Ğâyetü’l-merâm adlı eseriyle tanınan babası Ömer’dir. Devrinin hocalarından ilim tahsil eden ve hayatı boyunca Cürcân, Tûs, Herat, Hârizm, Buhara, Semerkant, Serahs, Belh, Gazne ile diğer Hint beldeleri gibi pek çok yer gezen Râzî, güçlü bir hitabet yeteneğine sahip idi. Hârizm’de bulunduğu sırada Mu’tezilî bilginlerle yaptığı münazaralar neticesinde bazı olaylar çıkmış ve Rey’e dönmek zorunda kalmıştır. Daha sonraları ise medreselerinde eserlerinin okutulduğu Mâverâünnehir beldelerini dolaşmıştır.
Râzî’nin Bâtınîler ve Kerrâmîlerle yaptığı tartışmalar büyük yankılar uyandırmıştır. İran, Türkistan, Afganistan ve Hindistan bölgesindeki bazı şehirleri dolaştıktan sonra Herat’a yerleşen (600/1203) Râzî, hayatının geri kalan kısmını burada eser yazmak ve öğrenci yetiştirmekle geçirmiştir. 606/1210 yılında Herat’ta vefat eden Râzî, vasiyetine binaen Herat yakınlarındaki Muzdâhân köyü civarında defnedilmiştir. İbnü’l-Kıftî’ye göre ise Râzî’nin naaşı aslında kendi evine gömüldüğü halde Muzdâhân civarındaki bir tepede defnedilmiş gibi gösterilmiştir.
Eserleri
Üstün bir zekaya sahip olan Fahreddin Râzî, müksirun yani çok eser yazan bilginlerdendir. Fıkıh, fıkıh usulü, tefsir, kelam, felsefe, mantık, Arap dili, astronomi, tıp, matematik ve biyografi gibi farklı alanlarda eserler kaleme alan Râzî, kendinden önceki bilginlerin bıraktığı ilmi mirastan istifade ettiği gibi kendisinden sonrakilere de muazzam bir miras bırakmıştır. Günümüze pek çok eseri ulaşan Râzî’nin........
© İnsaniyet
visit website