menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şehîd

8 0
15.07.2025

Sözlükler, “bir amaç için ölen” diye tanımlıyor onu. Bu, şehidi bir sözlüğün tabiiliğine, normalliğine çekmekten başka bir şey değil. Onun en ayırıcı ve belirleyici vasfıysa bizzat adında gizlidir. Şehit, görmek, tanık olmak, tespit etmek ve doğrulamak anlamlarını kendisinde barındıran bir kelimeden geliyor ve şehîd şekliyle bu alanın kat kat olmuş, abartılmış halini ifade ediyor. Şehîd olmaya şehadet diyoruz. “Allah’ın var ve bir olduğu”nu kabullenişi içine alan cümleye de ‘kelime-i şehadet’ diyoruz. Yani arada önemli bir yakınlık var. Halkımızın ifadesiyle birincisi ‘şehadet şerbeti’, diğeri ‘şehadet kelimesi’.

Bir an yüzümüzü bu iki dost kavrama çevirelim ve birlikte düşünelim. Şehidin gördüğü, tanık olduğu, doğruladığı üzerinde kafa patlatalım. Çünkü şehîd olmak için ölmüş olmak yetmez. Çünkü Kur’an “Allah için, Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz. Şunu iyi bilin ki onlar diridirler, ama siz anlayamazsınız.” diyor. İşte bütün sır da buradadır; öldüğünü düşünmemiz hatta görmemize rağmen hala ölmemiş, diri kalmalarında.

Evet, biz onu uğurladık. Evlerimizden dualar ve âminler arasında, helal edilmiş haklarla, annenin boyuna posuna bakıp güvendiği, diliyle değil yüreğiyle terennüm ettiği dualarla desteklediği, ona, ‘yolun ve önün, kılıcın ve bağrın açık olsun’ dediği, o mermi gibi sözleriyle gitti ve bir daha dönmedi. Bir yavrusu yetim, evinde hâlâ onun yolunu gözleyen hatunu dul. Anne yıllar sonra hâlâ, başını okşuyor gibi, oğlum diyeceği günü bekliyor. Küçük yavru değil, delikanlı olan yetim ve dul hatunu da yıllar sonra hâlâ umutlarını kesmiş değiller. Anne her kapı tıkırtısını, oğlumdur, diye değerlendiriyor. Birden heyecanlanıyor. Gözlerinde sürekli iki damla gözyaşı. Her gece rüyaları mutlaka onu evlerine getiriyor. Kapı vuruluyor ve beklemeden açılıyor, eşikte Mehmed, asker elbiseli ve hep orada, ayakta.

Demek Mehmed, evimizden gitti, ama hâlâ evimizin bir üyesi; hayatta gibi her gün konuşuluyor, her gün rüyası olsun görülüyor. Sanki her gece kapımızı yoklayıp gidiyor. O kadar var ve o........

© İnsaniyet