İzinin Tozuna
Arayı arayı bulsam izini,
İzinin tozuna sürsem yüzümü.
Hak nasip eylese görsem yüzünü,
Ya Muhammed canım arzular seni.
Ne güzel ifade etmiş
Yunus Emre sana olan özlemi ya RasulAllah…
Çağlar ötesinden çağları aşan bir aşkla
Es Selam deyip ruhun kıvrımlarına dolan gül kokusunun meşki ile…
Sen ki; hürmetine âlemler yaradılan
Sen ki; varlık sebebi
Sen ki; aşkın manası
Sen ki; insanlığa rahmet
Âlemler sana muhtaç…
Olsaydın böyle kan ağlamazdı bu coğrafya.
İncinmezdi bir kuşun kanadı bile rahmetinin tevzi ettiği yerlerde.
Biz dünyadan yorulduk Ya Resulallah… Bir nebze rahmetinin izine muhtaç kavrulmuş kurumuş gönüller…
Ne Kadar Benziyoruz?
Üsve-i hasene Peygamber Efendimiz ’in Kuran’a adanmış hayat ölçülerinin izlerini ne kadar taşıyoruz hayatımızda?
Bir eğitimci, bir yönetici, bir baba, bir yetim, bir öksüz, bir beşer… Daha pek çok örnek bulur Sen’de arayan.
Bir yetim boynunu büktüğünde teselli bulur Sen’de, Peygamber de yetimdi diyerek.
Bir baba senin sonsuz şefkat ve merhametinle, aynı zamanda adaletinle yetiştirdiğin evlatlarının hayatından örnekler alır kendi yolculuğunda.
Talebe öğretmeninin notudur düsturuyla cahiliyye devrinden gül nesli yetiştiren bir peygamberin ümmeti olarak senin eğitim metodun olmalı ilk yol haritası bir eğitimcinin.
Peygamberler Allah tarafından insanlığa yol gösterici olarak gönderildikleri için eğitim metotları hususi olarak incelenmesi gerekir günümüzde eğitimciler tarafından.
Rahmet Peygamberi Nasıl Bir Eğitimciydi?
Öncelikle peygamber olmadan önce beşerî ve ahlaki özellikleri ile zirve yapmıştı. Kendisine el- emin sıfatı ahlakının güzelliği ile verilmişti. Düşmanları bile bunu tasdik ediyordu. En koyu düşmanlarından olan Ebu Cehil bile biz sana yalancı demiyor ancak getirdiğini istemiyoruz diyordu. İdrak ediyor ancak takdir edemiyorlardı çünkü idrak akıl, takdir ve iman kalp ile alakalıydı. Bu katı kalpleri bile kendisine meftun edecek rahmet peygamberi böyle bir öğretmendi.
Katran karası bir devir denilecek cahiliyye döneminde her türlü zulüm ve kötülük yaşanırken Peygamber Efendimizin gönül ikliminde yetişen gül nesli çıkageldi.
Vahşi bedevi insanlar bile melek vasfına bürünmüştü. Bütün kötülükler yerini adalet, merhamet, şefkat ve nice güzelliklere bırakmıştı. Okuma yazma bilmeyen bir toplumun medeniyette zirve bir topluma dönüşümü kendisinin nasıl bir eğitimci olduğunun delilidir.
Abdullah bin Mes‘ûd -radıyallâhu anh-, sıradan bir deve çobanıydı. Hazret-i Peygamber’in rahle-i tedrîsinden geçtikten sonra Kûfe mektebini kurdu. Ebû Hanîfe ve birçok müçtehid bu mektebin talebesiydi. Peygamber Efendimiz eğitime çok önem veriyordu. İnsan yetiştirip onları ilim öğretmek için gönderiyordu. Yetişmiş insanın öneminin farkındaydı.
Herkesin Gözünden Hz. Muhammed........© İnsaniyet
