Gelen Sendin de Giden Kimdi?
Gölgesiz hayatlar, istif şehirler, insan seslerinin içinde yalın kılıç birbiriyle savaştığı uğultu, makyajı akmış renkler, kimliksiz akıl, kimsesiz zekâ, suyu çekilmiş bilgi, hakikatine kibrit çakmış insan, zavallı hayat, kırgın hakikat, mihrapsız güzellik…
Direndim ama fayda etmedi. Dinlememelisin, akşamın bu vaktine uygun değil, hayır hayır desem de dayanamadım dinledim. Olan oldu tabii. Aslında sadece akşam değil ben de uygun değildim. İlk melodiler geldiğinde, başını mevziden çıkarır çıkarmaz alnının tam ortasına kurşunu yiyen bir sergerde gibi olduğum yere yığılıp kaldım. Şarkı uzadı gitti. Ben de uzayıp gittim doğal olarak. Eh dedim, vur dibine havalansın, zaten neyi bulmuştun ki, kaybettiğin de ne olsun. Akşamın sunağında adanmış bir kurban olarak kanını içine akıt, sesini çıkarma. Bu akşamın kurbanı sensin. Kınalı duygularınla üstelik kendi ayağınla geldiğin bu yerde çırpınma, asil bir biçimde can ver ki kanın yerde kalmasın. Uzatma, öldüğün sen değilsin, verdiğin can da senin değildi. İyi de o şarkı neydi........
© İnsaniyet
