Mâûn Suresi Yahudilere Ne Diyor?
عوذ بالله، بسم الله…
اَرَاَيْتَ الَّذٖى يُكَذِّبُ بِالدّٖينِۜ﴿١
فَذٰلِكَ الَّذٖى يَدُعُّ الْيَتٖيمَۙ﴿٢
وَلَا يَحُضُّ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْكٖينِۜ﴿٣
فَوَيْلٌ لِلْمُصَلّٖينَۙ﴿٤
اَلَّذٖينَ هُمْ عَنْ صَلَاتِهِمْ سَاهُونَۙ﴿٥
اَلَّذٖينَ هُمْ يُرَٓاؤُ۫نَۙ﴿٦
وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ﴿(٧
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
1. Gördün mü, hesap gününü yalanlayanı?
2. Odur, yetime eziyet eden,
3. Yoksulu doyurmada hiç çaba göstermeyen.
4. Yazıklar olsun böylesi namaz kılanlara / ibadet edenlere,
5. Onlar ibadetin anlamından gafildirler,
6. Bir de gösteriş yaparlar,
7. İnsanların ihtiyaçlarının karşılanmasına da engel olurlar.
Sure nerede nazil olmuş ve muhatapları kimlerdir?
Sûrenin tamamının Mekke’de nazil olduğunu söyleyenlerin yanında ilk üç ayetinin Mekke’de son dört ayetinin ise Medine’de nazil olduğunu ileri sürenler olmuştur. Ancak sûrenin tamamının Mekke’de nazil olduğu ihtimali çerçevesinde İmam Matüridî buradaki muhatapların tamamıyla kâfirler/müşrikler olması gerektiğini dile getirir. Bu durumda Mâûn sûresinin ilk muhatapları Mekkeli müşriklerdir. Ancak sebebin hususi olması, anlamın ve yorumun umumi olmasına engel teşkil etmez. Buna göre sûre aslında müşrikler dâhil tüm zalim kâfirleri içine bir anlam genişliğine sahiptir. Günümüzde ise sûrenin anlamının tam olarak oturduğu muhatap kitle Gazze’de hunharca katliam ve soykırım yapan zalim Yahudilerdir.
Surenin müşriklere/kâfirlere yönelik olduğunun delili nedir?
Bu sûrede geçen “Yazıklar olsun böylesi namaz kılanlara/ibadet edenlere” ayetinde kimin kast edildiğine dair çok farklı bilgiler vardır: Bazıları bunların münafıklar olduğunu iler sürerken diğerleri namazı terk edenler, namazın vaktini geçirenler veya namazları önemsemeyenler olduğunu söylemektedirler. İmam Mâtürîdî bu anlamları dışlamaksızın sûrenin Mekke’de inmiş olması ihtimali doğrultusunda namaz kılanlardan kastedilenin müşrikler olması gerektiğini dile getirir. Bu görüşüne “Onların yani müşriklerin Beyt’in yanındaki salâtı ıslık çalmak ve el çırpmaktan ibarettir” (el-Enfal 8/35) ayetini delil getirir. Ayette geçen Beyt, Kâbe’dir, salât da bir tür ibadet olabileceği gibi ‘dua’ anlamına da gelmektedir. Nitekim İbn Hişam Arapların........
© İnsaniyet
