Alan Rusbridger İsrail'e apartheid dönemi Güney Afrikası gibi muamele etmenin zamanı geldi
Dikkat etmeniz gerekenler, ılımlılar. Döndüklerinde, etkileri haykıranlardan ve bayrak sallayanlardan çok daha yıkıcı olabilir.
Bu, Matthew Parris'in kısa süre önce The Times'a yazdığı, uluslararası toplumun doğrudan Netanyahu ve onun kokuşmuş hükümetinden kurtulmak amacıyla anlamlı yaptırımlar uygulaması çağrısında bulunduğu, İsrail konulu köşeyazısına verdiğim tepkiydi.
Parris benim için neredeyse Orwellvari bir Britanyalılık kavramını ete kemiğe büründürüyor, romancının distopik kabusu 1984'ten ziyade Aslan ve Unicorn denemesindeki gibi Orwellvari (ve daha net olmak gerekirse, işin aslı orada İngilizlik hakkında yazıyordu).
1986'da Muhafazakar Parti milletvekilliğinden istifasını takip eden onlarca yıl boyunca Parris terbiye, adil oyun, ılımlılık, bireycilik, mizah ve itidalin yanı sıra hem düşünce, eylem ve ifade özgürlüğünü hem de geçmişe ve geleneğe bağlılığın tolerans ve pragmatizmle yumuşatılmış halini savunan köşeyazıları kaleme aldı. 2019'da Boris Johnson'ın ilkesiz popülizmini sindiremeyerek Liberal Demokratlar'a oy verse de kendisini ömür boyunca bir muhafazakar olarak görüyor.
Yani bu makul adamı düşünün, onun doğduğu ülke olan apartheid Güney Afrikası'na yönelik yaptırımların nasıl işe yaradığına dair kişisel deneyimini de hesaba katın ve İsrail'e yaptırım uygulanması için yaptığı ciddi çağrıyı iyice bir düşünün.
Güney Afrika'daki yaptırımlara başta karşı çıktığını ancak nihayetinde onların gerekliliğine ikna olduğunu itiraf ediyor. Ve ekliyor:
O uğursuz reijim bile siyah ırkın kimliğini ortadan kaldırmaya (veya onbinlercesini katletmeye) ya da vatanlarını yerle bir etmeye çalışmadı.
Eğer bunlar Owen Jones, Ken Loach veya Jeremy Corbyn'in kaleminden çıksaydı İsrail'in savunucuları omuz silkerdi. "Öyle derler, demezler mi?" Ve gerçekten de Times'ın hemen ertesi günkü gelen mektuplar sayfasında, İsrail'i doğrudan yeren herhangi birinin antisemitik propagandayı papağan gibi tekrarlamakla suçlandığı, artık rutin bir hale gelen bir kınama yer alıyordu.
Ama rasyonel, ılımlı seslere omuz silkmek bana bir hata gibi geliyor. Robert Burns'ün dizelerini........
© Independent Türkçe
