menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hindistan-Pakistan kıskacında Keşmir

10 61
14.05.2025

Nisan ayında Keşmir’in Pahalgam bölgesinde gerçekleşen ve 26 sivilin ölümüne neden olan saldırı, Hindistan ile Pakistan arasındaki gerilimi yeniden bir savaşın eşiğine sürükledi. Saldırıyı Keşmir’in bağımsızlığı için mücadele eden Direniş Cephesi üstlenmesine rağmen Hindistan, Pakistan’ı suçlayarak, onun için hayati öneme sahip İndus Nehri sularına ilişkin ikili anlaşmayı askıya aldı ve Mayıs başında askeri operasyonlara başladı. Kısa sürede tırmanan çatışmalarda onlarca sivil ve asker hayatını kaybetti, camiler, evler ve havaalanları bombalandı. 10 Mayıs’ta ilan edilen ateşkese rağmen karşılıklı küçük çaplı saldırılar sürüyor.

Bu kriz, yalnızca iki devletin sınır mücadelesi değil her an Güney Asya’dan başlayıp dünyayı etkileyecek bir savaşa dönüşebilir.

Sömürgeciliğin mirası

Hindistan-Pakistan hattındaki bu çatışmanın kökleri, Britanya İmparatorluğu’nun meşhur “böl ve yönet” politikasında yatıyor. İngiltere, Hindistan’ı işgal ettiği dönemde, din temelinde bölünmüş bir toplumsal yapı inşa etti; Müslümanlar, Hindular, Sihler ve Budistler arasında ayrımları derinleştirdi. 1947’de İngiltere bölgeden çekildiğinde, Keşmir Prensliği’ne Hindistan ya da Pakistan’a katılma “hakkı” tanındı. Fakat bu “hakkın” halklara değil, yerel yöneticiye tanınması, yeni bir felaketin başlangıcı oldu.

Keşmir Prensi’nin kararı ile Keşmir’in Hindistan’a katılmasıyla birlikte başlayan savaş, 10 bini aşkın insanın ölümüne yol açtı. BM’nin aldığı plebisit kararı, Hindistan tarafından hiçbir zaman uygulanmadı. Sonuç: Keşmir’in F’sı Hindistan’ın, 5’i Pakistan’ın, ’u ise Çin’in eline geçti.

Bugün Hindistan’ın kontrolündeki Cammu Keşmir’de yaşayan 16 milyonluk nüfusun yaklaşık p’i Müslüman olmasına rağmen Modi hükümeti bölgeyi “ulusal birliğin temeli” olarak kodluyor ve askeri baskıyı artırıyor. Pakistan ise Keşmir’i “İslam kardeşliği” üzerinden sahipleniyor.

Bağımsızlık savunucuları: “Ne Delhi, ne İslamabad!”

Uluslararası kamuoyu genellikle bu çatışmayı Hindistan mı, Pakistan mı çerçevesinde değerlendirirken, Keşmir halkı içinde güçlü bir üçüncü ses yıllardır bastırılmaktadır: bağımsız Keşmir. Keşmir’in dini, kültürel ve etnik çeşitliliğini savunan bu hareketler, Hindistan ve Pakistan’ın tahakkümünü reddediyorlar.

1993’te kurulan Hurriyat Konferansı, bu taleplerin en belirgin temsilcisiydi. Fakat Hindistan bu hareketleri sürekli bastırdı, liderlerini tutukladı........

© İlke TV