Mavi plastik torbanın onuru
En kıymetlilerini kaybetmiş Barış Anneleri’nin Kürtçe konuşmasına izin vermeyerek anlattıklarını tutanaklara “…” diye geçirmekten hicap duymayanlara “ithaf” edilmiştir.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 5. toplantısında, Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri ve İnsan Hakları Derneği (İHD)temsilcileri dinlendi. Bu anlatıları canlı olarak izleyemedik ne yazık ki; ama sadece okumak bile tutanak resmiyetinin soğukluğunu aşan hakikatleri bir kez daha hatırlattı.
İHD’nin 2014 yılında hazırlamış olduğu ‘Toplu Mezarlar Raporu’na göre, Türkiye genelinde henüz açılmamış en az 303 toplu mezar ve bu mezarlar içerisinde en az 3920 insan naaşı bulunmakta. Türkiye’de bugüne kadar farklı tarihlerde açılmış 45 toplu mezarda 281 insan naaşına ulaşılmış.
İHD temsilcileri; söz konusu toplu mezar iddialarının araştırılması için bağımsız bir araştırma komisyonu kurulması ve Minnesota Protokolüne uygun bir şekilde kazı işlemlerinin yapılmasını talep etti.
Cumartesi Anneleri de Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun alt komisyonu olarak gözaltında kayıpları araştırmak üzere “Hakikat Komisyonu” kurulsun istediler.
“Devlet, gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluğunu kabul etsin ve gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın, kalıntıları ailelerine teslim edilsin” dediler.
Bu taleplerin hem ne kadar haklı hem de gerçekleşmesinin ne kadar mümkün olduğunu Güney Afrika deneyimi ile anlatmak istiyorum.
Güney Afrika Hakikat ve Yüzleşme Komisyonu (TRC), apartheid döneminde gizlice gömülen, kaybolan ya da öldürülen kişilerin mezarlarını açarak (exhumation) ailelerine ulaştırdı. Bu süreç sadece adli açıdan değil, aynı zamanda toplumsal hafıza ve yüzleşme açısından da büyük bir anlam taşıdı.
Kemikteki mavi plastik parçası
Güney Afrika’da1988’de kaybedilen özgürlük savaşçısı Phila Portia Ndwandwe’nin mezarı, yıllar sonra TRC’nin çalışmalarıyla ailesine ulaştırıldı.
Apartheid rejiminin en karanlık........
© İlke TV
