Kötülüğün sıradanlığı, küresel iki yüzlülük ve hibristofili
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) dünya liderlerinin en yüksek düzeyde buluştuğu platformlardan biri olarak diplomatik meşruiyetin sembollerinden kabul edilir. Ancak Ahmed Şara, sahadaki adıyla El Colani gibi, geçmişi katliamlarla dolu bir figürün BMGK’de “ağırlanması” hatta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni gibi isimler tarafından cömert gülücüklerle karşılanması, uluslararası siyasetin karanlık yüzünü açığa çıkarıyor.
Bu durum Hannah Arendt’in “kötülüğün sıradanlığı” kavramını akla getiriyor. Arendt’in Eichmann davasını incelediği kitabında vurguladığı üzere, kötülük çoğu zaman şeytani bir niyetten değil, düşünmeden bürokratik rutine teslim olmaktan doğar. Colani’nin uluslararası platformlarda karşılanması da işte böyle bir sıradanlaştırma mekanizmasını gözler önüne seriyor.
Arendt’in dikkat çektiği nokta, kötülüğün çoğu zaman rutinle, bürokratik kabullerle meşruiyet kazanması. Colani’nin BM’de kabul görmesi hatta sevecenlikle karşılanması da tam bu sıradanlaştırma sürecinin parçası: Cihadist geçmişi, katliamlarla dolu sicili uluslararası diplomasi masalarında adeta “görmezden geliniyor” ve sanki normal bir diplomatik gündemin parçasıymış gibi, katliamların sorumlusu bir figür, nezaketle karşılanıyor. Bu da kötülüğü sıradanlaştırmanın, hatta olağan bir işleyiş gibi göstermenin en açık örneklerinden biri.
Arendt, Eichmann örneğinde, bireyin kendi eylemlerini sorgulamamasına, emirlerin ardına saklanmasına dikkat çeker. Şara örneğinde de uluslararası aktörler, “jeopolitik zorunluluklar” söylemiyle düşünsel ve ahlaki sorumluluktan kaçarak kötülüğü sıradanlaştırıyor.
Colani’nin şiddeti: Kurucu idealler........© İlke TV
