Eylül’ün hafızası
Türkiye yakın tarihinde yaşanmış ve hala yüzleşilmemiş kara sayfalarından biri de 1955 yılının 6-7 Eylül’ünde gerçekleşen olaydır.
O tarihlerde Kıbrıs’ta yaşanan olaylar, ekonominin kötüye gitmesi dönemin Menderes Hükümeti’nin halk nezdinde itibar kaybettiği yıllardı. Bir gelenek haline gelen ve her dönem başvurulan bir siyaset olarak hükümetçe içerdeki hoşnutsuzluğun unutturulması, dikkatlerin bir başka yöne çekilmesi gerekiyordu.
İktidara yakın gazeteler yalan yanlış haberlerle halkı galeyana getirir. Bu haberlerle halk provokatörlerin de kışkırtmasıyla kazma,kürek balta ve sopalarla sokaklara dökülür. Başta Rumlar olmak üzere azınlıklara ait ev ve işyerlerini yakıp yıkmaya başlar. Cinayetler işlenir, taciz ve tecavüzler yaşanır.
Emniyet güçleri olayları izlemekle yetinir. Bu konuya örnek teşkil etmesi açısından, Prof. Dr. Ayhan Aktar, Mihalis Vassiliades’in polislerle yaşadığı olayı şöyle anlatır: “Vassiliades’in Beyoğlu’ndaki evine yakın bir fırın varmış. Sahibi Rum zannedilen bir Arnavut… Fırının karşısında da bir karakol… Fırıncı çöreklerin arta kalanlarını her akşam karakoldaki polislere verirmiş. O gece iki kişi fırının camlarını indirince komisere gitmiş. Komiser: “Hiçbir şey yapamam. Ben bugün polis değil; Türk’üm.”
***
Bu konuda elimizin altındaki internette bille azcık bir tarama yapmak olayla ilgili vahşeti anlamak........
© İlke TV
