Değişen Dünyada Bir Sanatçı ve sıkışmışlık hâlleri
Savaşın izi herkeste farklıdır. Yaşa ve cinse göre değişse de, daha çok kişinin yaşadıklarına göre biçimlenir. Savaş öncesi ve sonrası arasındaki dönem ise belki de en yakıcı olandır. İnsan o geçiş döneminde, hem geçmişinin ağırlığını taşır, hem de geleceğin belirsizliğiyle yüzleşmek zorunda kalır. Kazuo Ishiguro’nun Değişen Dünyada Bir Sanatçı adlı romanı tam da böyle bir sürecin izini sürüyor. Savaş öncesi ve sonrasının arada kalmışlığını; öncesindeki mücadelelerini, konumlanışlarını, karşılaşmalarını, arkadaşlıklarını buluruz. Bu, sadece bir okuma değil; sözlü ve sözsüz anlatımın etkileşimlerinin de bir analizidir. Bir tür hafıza yolculuğu belki.
1939-1945 yılları arasında süren 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı öncesi ve sonrasındaki Japonya’nın keşfine çıkartıyor okuru Kazuo Ishiguro. Çünkü roman hem bir sanatçıyı hem de bir ülkenin değişimini konu ediniyor. Yaşam tarzları; konuşma ve hitap etme biçimleriyle, taraf tutma ve yerleşme gibi özellikler üzerinden, zengin bir anlatımla gözler önüne seriliyor. Yazarın istediği bir anlamda sorgulama. Yıkımdan önce ve yıkımdan sonra kalan, yerleşen değerler… Genç neslin kararlılıkla geleceğe -başka bir ‘Yeni Japonya’ya- baktığı bu hızla değişen toplumda, anlatıcının düşüncelerini ve anılarını uzun bir monolog ya da sohbet içindeymişiz gibi takip ediyoruz. Değişen onca şeye rağmen geleneklerin derinden hissedildiğini; sohbetin niteliğine göre yaşlılara duyulan saygı, aileler arasında yürütülen evlilik müzakerelerinden daha iyi anlıyoruz.
Masugi Ono yaşlı bir ressamdır, ancak sosyal ve mesleki olarak tanınmaktadır. Biri evli, diğeri ise evlendirmek üzere olduğu ancak evlilik görüşmeleri sonuçsuz kalan iki kızı ve savaşta ölen bir oğlu vardır. Mançurya’daki savaşta kaybettiği oğlunun ve geçmişinin, yeni yaşamıyla bir bağlantısı olduğuna inanır; biz de 1920’lerdeki gençliğinden 1950’lere uzanan düşüncelerinin içinde buluruz kendimizi. O sırada imparatorun onun sanatıyla yakından ilgilendiğini, eserlerinin takdir gördüğünü, öğrencilerini eğiten saygın bir usta olduğu gözden kaçmaz. Güçlü Japonya için propaganda çalışmalarında aktif rol oynamıştır. İşte hayatının bu yanının zor olduğu ve kızları için sorunlu hâle geldiğini anlarız. Ono’nun sorgulamaları da buradan başlar. Savaşta genç nesli feda edenlere karşı öfke duyan insanlar karşısında, azar azar rolünü, etkisini, adanmışlığını ve vatansever bir adam olarak gururunu sorgular. Ono, ‘değişen nesil’e aitken sorumluluk almanın onurlu bir davranış olduğunu söyleyerek suçu reddedenlerdendir. Ya da suça ortak olmayanlardan.
Resmî Japon sanatının eski ustalarından ressam Ono, gençliğindeki bohem hâllerini düşünür ve yaşadığı ‘değişken dünya’yla kıyaslar. Batı’ya açık yeni bir toplumun ortaya çıkışıyla karşı karşıya kalan Ono, geçmişini sorgular........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein