Biçimsiz sevdalar
Biçimsiz sevdalar yaşıyorum her yanı süklüm püklüm.
Bir deniz düşlüyorum mavi gök güzüyle birlikte. Semasında kırlangıçların dolaştığı maviliklerini sevgilinin gözlerinden alan bir gökyüzü… Bir yer yüzü düşlüyorum serçe kuşlarının ağaç diplerinde çalı aralıklarında gezindiği…
Tüm maviliklerini bir kadının gözlerinde bulacağım ve tüm ışıklarını yine aynı kadının saçlarında görebileceğim bir gök yüzü düşlüyorum.
Biçimsiz sevdalar yaşıyorum her yanı süklüm püklüm.
Bir kadının gözlerinden süzülmeli en bilinmez hazlar. Kalbin en kuytu köşelerinde taht kurarken düşlerim, sevgi pınarından avuç avuç içmeliyim. Gün batımı kırmıza çalıyor sevgili. Dalgaların en sakin deminde bir deniz kenarında başımı omuzlarına yaslamalıyım gün batımının kızıllığında gezinirken göz bebeklerim.
En mahrem düşler çarmıha gerilirken ben sevgilinin sinesinde uyumalıyım hiç uyanmamayı dileyerek. Yine de uyanmalıyım sevgili. Sine kokunu çekmeliyim içime tüm güzel kokuları elimin tersiyle itekleyerek. Göz bebeklerine bakarken kendimden geçmeliyim. Güneş son kızıllığını tepelerde ve denizin yüzeyinde bırakırken en güzel gülüşlerimi çıkartıp göz çukurlarımın arasından gülümsemeliyim sana. Masum bir rüyanın tesirinden uyanır gibi bırakmalıyım mavi gök yüzünden ödünç aldığı gözlerine…
Biçimsiz sevdalar yaşıyorum her yanı süklüm püklüm.
Bilinmez dehlizlerden geçiriyorlar beni. Her biri ayrı bir zulüm, ayrı bir ihanet, ayrı bir şiddet, ayrı bir vaveyla ve umutsuzluk…
Dehlizlerden geçiyorum yarım kalan sevdalar yüreğimde…
Bir volkan patlaması gibi içimde bir umutsuzluk kabarıyor yaşayacağım tüm sevdalara dair. Dehlizlerde ateşler çıkıyor karşıma. Dumansız ateşler. İçimi yakan, kavuran, kül eden dumansız ateşler…
Sevgili gözlerin çağırmalı beni sana. Tüm yarım kalan sevdaları geride bırakarak çağıran gözlerine koşmalıyım dolu dizgin. Dehlizlerin en karanlık, en korkunç, en acımasız ve en ürkütücü hallini sevgi dolu sinende kaybetmeliyim........
© Hürses
