KORKU ve NEŞE
Milleti, bazı insanların kendi menfaatleri ve yandaş telkinleriyle korkutmak, aslında insanların genetik
(DNA) sını, bozmak ve yaşam kalitesini kısıtlamak demektir. Bunun vebali büyüktür.
Direndiniz, dikildiniz, eğilmeyi, alttan almayı, yalvarmayı reddettiniz. Hakkınızı aradınız, doğru bildiğinizi söylediniz:
Kadınsanız; aklınız ermez böyle şeylere
Muhalifseniz; Devlet büyüklerine küfür ettiniz,
Resmi dairede iseniz; Memura hakaret ettiniz.
Karşınızdaki polis, subay, bekçi veya Mübaşir ise; üniformaya hakaret ettiniz.
Bunların hiç biri tutmadı mı? O halde; Ateist, dinsizsiniz, kökü dışarıda kanı bozuksunuz.
Yine mi olmadı? Öyleyse siz davaya ihanet eden döneklersiniz, düşmansınız...
Hele bir deneyin. Dümen sularına gitmeyin de, bir pis işin üstündeki örtüyü şöyle bir kaldıracak olun. Zülf-ü yâre dokunun. Vay geldi halinize. Fikir hürriyetinin sözde savunucuları derhal karşınıza çıkacak, ellerinde kızgın demirler ile alnınızın ortasına damgasını vuracaklar. Ta mezara kadar. Hatta mezarda bile uğraşacaklar sizinle...
Belki günün birinde neşeli bir tarihçi çıkar insanlık tarihinde ki, korku ile neşenin savaşını açıklayıp yorumlar...
Öyle ki; bazı liderler ve siyasetçiler, alaya alınmaktan korkarlar. Çünkü bütün kuvvetleri korkuya dayanır.
Bunun için, senelerdir........
© Hürses
