menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hukuk Notları (3)

15 0
03.03.2025



Bağımsız bir uluslararası insan hakları düzeni yok, bu çoktan belli oldu. Aynı şekilde ulusalüstü hukuk düzeni iddiasının da gerçek değil bir kurgu olduğu anlaşıldı.

ULUSALÜSTÜLÜK KURGUSU
1990’lı yıllarda; tarihin sonu, ulus devlet dönemi bitti, küresel düzene geçiliyor, Avrupa küçük bölgeler Avrupası olacak şeklindeki neo liberal dalga hukuk bakışını da etkiledi. Avrupa Birliği hukukuna ulusalüstü hukuk, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ulusalüstü yargı denildi oysa ne AB ulusalüstü hukuk üretebildi ne de AİHM ulusalüstü yargı olabildi.

AB Anayasası fiyasko oldu. AB normları üye ülkelerin ulusal hukuklarının fiilen üstünde değil. Üye ülkeler bunun için devamlı bir uyum sürecine zorlanıyor.

AİHM’in ise giderek daha çok siyasi proje karar veren, hukuku batının çıkarları için kullanan yargısal görünümlü siyasi merci özelliği açığa çıktı.

Zaten kararların uygulanmasını batıcılığı tek doğru gören üstenci bir siyasi komitenin (Bakanlar Komitesinin) denetlediği bir yargı merci tarafsız ve bağımsız olamaz. Siyaset eksenli böyle bir yerin ulusalüstü yargı merci olması mümkün değil.

Sistem olarak da mümkün değil. İkincillik ilkesine göre (hak ve özgürlüklere ilişkin asıl yükümlülüğün taraf devletlere ait olması gereğince) AİHM’in sözleşme uyarınca Konsey üyesi........

© Hür Haber