Gassalım Olur musun?
Dört ay kadar önce çok sevdiğimiz bir arkadaşımızın eşi vefat etmişti. Tatilde hazır memleketine gelmişken taziye için diğer arkadaşlarla birlikte onu görmeye gidelim dedik. Bu dünyada eşiyle erken vedalaşmak zorunda kalanların hikayesini dinlediğinizde umumiyetle birbirine fazlaca düşkün, "Onsuz arabaya binmezdim, onsuz yemek yiyemezdim onsuz elim ayağım dönmez." diyenlerden oluştuğunu görebilirsiniz. Şoray Uzun'un röportajlarında rastlanan "Bi yerde iyi oldu, rahatladım, serbeste çıktım, nur içinde yatsın." diyen, eşinden bezmiş hemcinslerimizi de belki 60'lı yaşlardan sonra görebiliriz.
"O benim sadece kocam değil hocamdı." diye anlatıyor arkadaş. "Ege'nin şarapçılıkla geçimini sağlayan, dini hiçbir bilgisi olmayan, cahil bir ailede doğan eşimi, on yaşındayken içkiyi fazlaca tüketen akraba ortamından uzaklaştırmak isteyen babası, hafızlık okuluna teslim etmiş. Hafızlıktan sonra imam hatip, ilahiyat derken imamlık, vaizlik ve nihayetinde Ege'nin güzel bir ilçesinde müftü olarak görevliydi. O talebesi gibi beni de karşısına oturtur, sık sık ezber yaptırırdı. Üç aylar geldi ya biz ikimiz her akşam ayrı camide namaz kılar, her geceyi Kadir gecesiymiş gibi programlı geçirmeyi severdik. Şimdi bu mübarek aylarda ben kendimi çok ama çok eksik ve yalnız hissediyorum.
Öleceğini rüyasında görmüş. Rüyasında tam olarak ne gördüğünü söylemese de benim çok az zamanım kaldı biliyorum dedi. Kitleyi çok geç fark ettik. Tedaviye başlansa da kanser çok agresif ilerledi. Beyinde, hafızada çok problem oluşabilir demişti doktorlar ama o ezberindeki ayetleri unutmamak için yattığı........
© Hür Haber
