menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yargının Zirvesinden İtiraf Edilen Manevi Tazminat Reformu Gerekliliği

11 1
04.10.2025

4.000 TL’lık Adalet ve Sistemin İflası

Bu hafta Resmî Gazete’de yayımlanan bir Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı, Türk yargı sisteminin kanayan bir yarasını bir kez daha gözler önüne serdi. Ergül Karbadağ başvurusunda, bir kürtaj işlemi sırasında rahmi ve bağırsağı delinen, hayati tehlike atlatan, bir yıla yakın hastanede yatan, bir kadına, yaşadığı bu tarifsiz acılar için uygun görülen manevi tazminat sadece 4.000 TL idi. AYM, bu miktarın başvurucunun uğradığı zararla "orantısız" olduğuna ve maddi ve manevi varlığın korunması hakkını ihlal ettiğine hükmetti.

Bu karar, münferit bir yargısal hatanın ötesinde, sistemik bir çöküşün habercisidir. Yıllardır Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve AYM'nin sürekli ihlal kararlarıyla baskı altında tuttuğu, ancak Yargıtay'ın katı içtihatları nedeniyle bir türlü aşılamayan "yetersiz manevi tazminat" sorunu, artık sürdürülemez bir noktaya gelmiştir. Nitekim Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez'in bu yılki adli yıl açılış konuşmasında, "manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması gerektiği konusundaki içtihadımızın ve uygulamamızın yeniden gözden geçirilmesi kanaatindeyim" şeklindeki tarihi çıkışı, bu dış baskının yargının zirvesinde ne denli hissedildiğinin en net itirafıdır. Bu çıkış, bir temenniden çok, AİHM ve AYM kararlarının yarattığı baskı altında bir zorunluluğun ilanıdır.

AYM İçin "Pilot Karar" Vakti Geldi mi?

Yargıtay'ın on yıllardır kemikleşmiş "zenginleşme yasağı" ilkesi, iyi niyetli bir prensipten, adaleti sembolik rakamlara indirgeyen bir mekanizmaya dönüşmüştür. Mevcut anlayışla verilen kararlar, süregelen yüksek enflasyonist ortamda birleştiğinde bu ilkeye sığınılarak hükmedilen komik rakamlar, mağdurun acısını dindirmek yerine, adalet sistemine olan güveni temelden sarsmaktadır. Bu durum, tek tek hâkimlerin takdir hatası değil, binlerce davayı etkileyen, öngörülebilir ve tekrarlanan hak ihlalleri üreten "yapısal bir sorundur".

Tam da bu noktada, AYM'nin elindeki en güçlü araç olan "pilot karar" usulü devreye girmelidir. Pilot karar, bir hak ihlalinin yapısal bir sorundan kaynaklandığı tespit edildiğinde, binlerce benzer başvuruyu tek tek ele almak yerine, sorunun kaynağını kurutmak için yasama veya yargı organlarına yol gösteren bir mekanizmadır.

AYM'nin bu yola başvurabileceğine dair en güçlü emsal, yine kendi verdiği taze bir karardır. Mahkeme, yasal faiz oranlarının enflasyon karşısında erimesiyle alacaklıların mülkiyet........

© Hukuki Haber