menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇUNUN SEÇİMLİK HAREKETİ: İMKÂN SAĞLAMA FİİLİNİN İNCELENMESİ

10 1
11.04.2025

Özü

[Bu makalede, Türk Ceza Kanunu madde 79 kapsamında düzenlenen “Göçmen Kaçakçılığı” suçunun seçimlik hareketlerinden biri olan “imkân sağlama” fiili bakımından inceleme yapılacaktır.]

1. Göçmen Kaçakçılığı Suçunun İrdelenmesi (Maddi Menfaat Elde Etmek Maksadıyla Yasal Olmayan Yollardan Bir Yabancının Ülkede Kalmasına İmkân Sağlama Bakımından)

TCK madde 79/1 uyarınca doğrudan veya dolaylı olarak maddi menfaat sağlama amacıyla yasal olmayan yollardan; bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkân sağlayan, Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkân sağlayan kişi 5 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ve bin günden on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Suç teşebbüs aşamasında kalsa dahi tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.

“Göçmen Kaçakçılığı” başlığı altında TCK m.79 kapsamında düzenlenen suç, soyut tehlike suçu olup seçimlik hareketlerle işlenebilmektedir. Bu makalede incelenecek olan seçimlik hareket, maddi menfaat elde etmek maksadıyla yasal olmayan yollardan bir yabancının ülkede kalmasına imkân sağlama hareketidir.

Seçimlik hareket kapsamında suçun oluşması bakımından kanun koyucunun aradığı kriterler şu şekildedir: Dolaylı veya doğrudan maddi menfaat sağlanması amacı ve yasal olmayan yollarla ülkede bulunan yabancının kalma fiiline devam etmesi yönünde imkân sağlanması. Suçun manevi unsurunun özel kast (menfaat) olduğu görülmektedir. İncelenen suç bakımından Yargıtay, seçimlik hareketin makul süre boyunca süreklilik arz etmesi eş deyişle devam etmesi kriterini aramaktadır.

2. İmkân Sağlama Fiili Hakkında Detaylı İnceleme ve Suriye Arap Cumhuriyeti Uyruklu Kişilerin Durumunun Değerlendirilmesi

Kanundaki imkân sağlama ifadesi oldukça muğlak olup yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmamıştır. Tahdidi sayılmayan imkân sağlama seçimlik hareketinin; Türkiye'de yasal kalış hakkı bulunmayan yabancı uyruklu kişilere, yine Türkiye'de yaşamını idame ettirme bakımından etkili olacak ölçüde veya önemde imkân sağlama unsurunu sağlaması gerektiği kabul edilmektedir.

Suçun mağduru ise tartışmalıdır. Suçun mağdurunun devlet, göçmen yahut toplum olduğunu söyleyen görüşler olduğu gibi Yargıtay kabulüne göre göçmenler suçun konusunu oluşturmaktadır. Suçun vuku bulması için yasal kalış hakkına sahip olmayan yabancılara yasal olmayan yollardan imkân sağlamak fiili sübut etmelidir.

Şayet yabancının yasal kalış hakkı varsa (örneğin vize muafiyet süresi, geçici koruma statüsü yahut ikamet izni vd.) suç oluşmayacaktır. Bu noktada, yasal kalış hakkı kavramının da irdelenmesi elzemdir. Yasal kalış hakkı ülkede bulunan kişiye meşru kalış hakkı veren statüdür. Bu hak vize muafiyet süresi, geçici koruma statüsü, ikamet izni, çalışma izni gibi yollar vasıtasıyla sağlanabilir.

Uygulamada savcılığın, Sulh Ceza Hâkimliklerinin ve mahkemelerin teknik bir alan olan yabancılar hukuku mevzuatına dair detaylı bilgiye sahip olmadıkları müşahede edilmekte ve bu nedenle incelenen suç bakımından yabancıların ülkede hangi hukuksal statü doğrultusunda bulunduğunun detaylı olarak irdelenmediği görülmektedir.

Hatta Yargıtay’ın incelenen suça bakmakla görevli ilgili ceza dairesinin dahi “geçici koruma statüsü” ile ilgili birbirinden farklı kararları bulunmaktadır. Suriye Arap Cumhuriyeti uyruklu kişilere ülkemizde “geçici koruma statüsü” ile bulunma hakkı tanınmıştır. Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından sık tartışılan bir husus Suriye uyruklu kişilerin "geçici koruma statüsü" hakkının mutlak olup olmadığı hususudur.

Geçici koruma statüsünü düzenleyen kanun oldukça açıktır. Kanunda, geçici koruma statüsü başvurusu sonrası herhangi bir ret mekanizması öngörülmemiştir. Geçici koruma statüsü bakımından istisnai durumlar da tanımlamıştır. Terör eylemlerine karışmış, ciddi suç işlemiş, kamu düzenine tehdit oluşturan gibi belirli kriterlere uyan yabancılar geçici koruma kapsamı dışında tutulabilir. Kapsam dışı tutulacaklar kanunla değil yönetmelik kapsamında belirlenmiştir. Yargıtay’ın ilgili ceza dairesi kimi kararlarında, geçici koruma kimlik kartı almanın yalnızca tanıtıcı yani hakkı dış dünyaya gösteren nitelikte olduğu kanaatindedir.

Bu minvalde Suriye uyruklu kişilerin kategorik olarak geçici koruma kimlik kartı alabilme haklarının bulunduğu gözetilerek fiilen bahsedilen koruma statüsüne dair başvuruları bulunmasa dahi -yani yabancının geçici koruma kimlik kartı olmasa bile- ülkemizde kendisine tanınan statüde yasal zeminde kalmaya hakkı olanlardan olduğunun kabulü gerekebilir. Nitekim içinde bulunduğumuz 2025 senesine kadar Göç İdaresi uygulamasında, bu kişilerin ülkeye giriş yaptığı anda (hatta kaçak yollardan girmiş olsalar bile) uygun merkezlerde kayıt altına alınıp geçici koruma kimlik sahibi yapılmaları esas idi.

Geçici koruma statüsü hakkının -şartları varsa- mutlaklığı tartışmaya açık bir yorum olup somut olaya göre değerlendirilmelidir. Örneğin, yakalanan bir Suriye uyruklu kişinin hiç kaydı olmasa bile statüye başvuru hakkının bulunduğu ve hakkında “geri gönderilmeme” ilkesinin işlediği (2025 yılına dek) göz önüne alınarak suçun unsurlarının oluşmadığı sonucuna varılabilir.

Sayılan nedenler doğrultusunda incelenen suç açısından henüz soruşturma aşamasında İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı kurumuna müzekkere yazılmak suretiyle yabancının ülkemizdeki hukuksal durumu öğrenilmelidir. Zira seçimlik fiil bakımından kanun hükmünde açıkça yer aldığı üzere suç ancak “yasal olmayan yollarla” ülkede bulunan yabancılara imkân sağlanması fiiliyle oluşabilecektir.

Maddi menfaat kavramından anlaşılması gereken ise suçun gerçek failinin yabancının yasal kalış hakkı olmadığını bilerek ve görerek (isteyerek) yabancının içinde bulunduğu zor durumundan istifade etmesidir. Örneğin ucuz işçi temini amacıyla ülkemizde yasal kalış hakkı bulunmadığının işveren tarafından bilindiği yabancıların çalıştırılması böyledir.

Özellikle kırsal alanlarda çoban olarak, sanayi sektöründe işçi olarak ucuz iş gücü niyetiyle yasal kalış hakkına sahip olmayan yabancılardan faydalanma yoluna gidilmektedir. Burada işveren hem sigorta yükünden kurtulmakta hem de yabancı kaçak........

© Hukuki Haber