Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık Suçu: Teorik Çerçeve, Uygulama Sorunları ve Çözüm Önerileri
Özet
Bu çalışma, bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu (TCK m.158/1-f) özelinde normatif yapıyı, suçun unsurlarını, Yargıtay kararları ışığında uygulama örneklerini ve karşılaşılan sorunları değerlendirmektedir. Aynı zamanda dijital çağın getirdiği yeni suç biçimlerine karşı hukuki çerçevenin güncellenmesi ihtiyacına dikkat çekilmekte ve çözüm önerileri sunulmaktadır.
1. Giriş
Dijital teknolojilerin baş döndürücü gelişimi, suç tipolojisini de dönüştürmüş; özellikle dolandırıcılık suçu, bilişim sistemleri aracılığıyla çok daha organize, sınır aşan ve anonim bir hale gelmiştir. Bu bağlamda, TCK m.158/1-f hükmü, klasik dolandırıcılığın bilişim yoluyla işlenmesi halini nitelikli dolandırıcılık olarak tanımlamaktadır. Ancak suçun kapsamı, unsurları ve uygulamadaki karşılığı, çoğu zaman öğreti ve yargı içtihatlarında farklı şekillerde yorumlanmakta; bu da Türk ceza ve adalet sisteminde sorunlara yol açmaktadır.
2. Yasal Düzenleme
TCK m.157 uyarınca basit dolandırıcılık suçu, “hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına, failin veya bir başkasının yararına bir işlem yaptırmak” suretiyle işlenir. Ancak aynı fiil, bilişim sistemleri kullanılarak işlendiğinde TCK m.158/1-f kapsamında nitelikli hale gelir. Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesi, nitelikli dolandırıcılık halleri arasında “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması” suretiyle işlenen dolandırıcılığı özel olarak düzenlemiştir:
TCK m.158/1-f: “Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle…” işlenirse, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. ( adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.)
Bu düzenleme ile teknolojinin suistimali suretiyle gerçekleştirilen hileli eylemleri klasik dolandırıcılıktan ayırarak, ağırlaştırılmış ceza rejimine tabi kılmıştır.
3. Suçun Unsurları
Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, ceza hukuku sistematiği içinde maddi unsur, manevi unsur, hukuka aykırılık ve kusurluluk başlıkları altında değerlendirilir. TCK m.158/1-f kapsamında suçun oluşabilmesi için, dolandırıcılığın klasik unsurlarının yanında, bilişim sistemi kullanımının hileli davranışın parçası olması gerekir[^1].
3.1. Maddi Unsurlar:
- Fail: Herkes bu suçu işleyebilir. Ancak uygulamada fail genellikle teknik bilgiye sahip kişidir. [^2]
- Mağdur: Suçun mağduru, failin hileli davranışına kanarak malvarlığında azalmaya neden olan gerçek veya tüzel kişidir. Önemli olan, mağdurun iradesinin hile yoluyla fesada uğratılması suretiyle, kendi rızasıyla malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunmasıdır[^3]. Bu noktada mağdurun “ağır ihmal” derecesinde hareket etmiş olması dahi suçu ortadan kaldırmaz, ancak ceza miktarına etki edebilir.
- Hileli Davranış: Bilişim sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilen hileli davranışlar, teknik bilgi ile mağdurun güvenini kötüye kullanmak yoluyla gerçekleştirilmektedir. Dolandırıcılık suçunun ayırt edici unsuru olan hile, sadece yalana dayalı bir beyan değil, failin mağdurun güven duygusunu istismar ederek onun iradesini yanıltacak şekilde sistematik eylemlerde bulunmasıdır[^4].
Özellikle TCK m.158/1-f’de hilenin bilişim sistemi üzerinden gerçekleştirilmiş olması aranır. Örneğin sahte internet sitesi kurma, gerçek bir banka uygulamasının ekran görüntüsünü taklit etme, sosyal medya profili üzerinden kimlik taklidiyle mağdura ulaşma gibi eylemler hileli........
© Hukuki Haber
