menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

HATALI TARİFE POZİSYONUNDA SINIFLANDIRMANIN SONUÇLARI ÜZERİNE

4 1
26.05.2025

HATALI GTİP’TE SINIFLANDIRMA ÜZERİNE

Gümrük tarifesi gümrük işlemlerine konu eşyanın numaralandırılarak sınıflandırılması, gümrük terminolojisi ile tanımlanması ve karşılarına gümrük vergilerinin kaydedilmesi ile oluşturulmuş bir tablodur[1]. Tarife sisteminin amacı, eşyanın tüm dünyada belirli, ortak rakamlarla ifade edilerek gümrük iş ve işlemlerinde yeknesaklık sağlanmasıdır. Ülkeler arasında uyuşmazlık çıkmaması için her ürünün aynı pozisyonda tanımlanması şarttır[2].

Gümrük tarife sisteminin temeli tüm dünyada Armonize Sistem (HS) üzerine kuruludur. Ülkemizde kullanılan 12 haneli Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonunun (GTİP), ilk 6 hanesi tüm dünyada ortak kullanılan Armonize Sistem kodunu, ilk 8 hanesi ise AB Kombine Nomanklatür kodunu içerir. Sonraki haneler ise ülkelere özgü açılımlardır.

Gümrük işlemlerinin en başında yapılması gereken iş eşyanın doğru sınıflandırılmasını sağlamaktır, çünkü uygulanacak ticaret önlemleri, çeşitli yasaklar, kota/kontenjan vb. kısıtlamalar, izin belgeleri, vergi oranları gibi birçok husus eşyanın doğru bir şekilde tanımlanmasına bağlıdır. Eşyanın yanlış tarife pozisyonunda sınıflandırılması duruma göre kabahat veya suç olarak nitelendirilebilir. Yanlış tarife pozisyonunda sınıflandırma işleminin, kabahat olarak nitelendirilmesi durumunda 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda belirlenen idari para cezaları uygulanırken suç olarak nitelendirilmesi durumunda 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda öngörülen yaptırımlar uygulanmaktadır. İdari süreç ile adli süreç arasındaki ayrımın net olmaması, hangi durumlarda idari para cezası hangi durumlarda adli ceza uygulanacağının belirli olmaması bu makalenin konusunu oluşturmaktadır.

SINIFLANDIRMA İŞLEMİNİN NİTELİĞİ: TEKNİK Mİ HUKUKSAL MI?

Tarife sınıflandırması Danıştay kararlarında hukuksal bir işlem olarak ele alınmaktadır. Örneğin, Danıştay 7. Dairesi E.2003/2965 K.2005/3278 T.15.12.2005 sayılı ve tarihli kararında …Eşyanın teknik niteliği ve yapısı bilinen ya da bilirkişiye tespit ettirilen eşyanın hangi GTİP’e gireceğinin belirlenmesi ile ilgili sorun hukuksal olup, Gümrük Giriş Tarife Cetveli İzahnamesindeki açıklamalar dikkate alınarak çözülecek niteliktedir. Dava konusu ayakkabının yer alması gereken tarife tespiti özel ve teknik bilgi gerektirmemektedir.…Oysa dosyada mevcut bulunan her iki ayakkabıya ait fatura ve katalog incelenerek, eşyaların niteliğinin ortaya konulması ve Gümrük Giriş Tarife Cetveli ve İzahnamesinde yer alan açıklamaların yorumlanması suretiyle ayakkabıların yer alması gereken tarife ve istatistik pozisyonunun Mahkemece belirlenmesi mümkün olduğu halde, bilirkişi incelemesi yaptırılması, yukarıda açıklanan Yargılama Hukuk İlkelerine aykırıdır..[3]

Yine, bir başka kararında[4] Danıştay, aynı şekilde eşyanın sınıflandırılması ile ilgili sorunun hukuksal olduğunu, Gümrük Tarife Cetveli İzahnamesindeki açıklamalar dikkate alınarak çözümlenebilecek nitelikte olduğu, hukuksal sorunların bilirkişilerce değil hâkim tarafından çözülmesi gerektiği belirtmiştir.

Yakın tarihli başka kararlarında ise Danıştay[5][6][7], yukardaki kararlarının aksi yönünde, önce bilirkişiye/uzmana başvurulması gerektiği belirtmiştir.

Biz eşyanın sınıflandırma işlemini hukuki bir işlem değil; eşyanın fiziksel, kimyevi özelliklerine, yapısına, kullanım amacına göre yapılan ancak hukuki sonuçları olan ve uzmanlık gerektiren teknik bir işlem olarak görüyoruz.

Uzmanlık gerektiren tarife bilgisini haiz bir kişiyle, mesleki olarak tarife bilgisini haiz olmayan ya da bu konuda yetkinliği olmayan bir kişinin herhangi bir eşyanın tarife cetvelindeki yerini araması arasında fark olacaktır[8]. Dolayısıyla, Danıştay’ın, eşyanın sınıflandırılacağı pozisyonun tespitinin öncelikle hakimler tarafından belirlenmesi gerektiği şeklindeki kararlarına katılmak mümkün değildir. Uzmanlık alanı tarife sınıflandırması olmayan bir hâkimin sınıflandırmaya dair yaptığı hatalı bir değerlendirme sonucu verilen kararın ciddi mali ve adli sonuçları doğabilecektir. Hatta, hatalı GTİP beyan edilmesi işleminin Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında “aldatıcı işlem” kapsamında ele alınması durumunda hakkaniyete uymayan bir şekilde eşyaya el konulması durumları ile karşılaşılması muhtemeldir.

YÜKÜMLÜNÜN/TEMSİLCİSİNİN HUKUKİ-CEZAİ SORUMLULUĞU

Eşyanın hangi GTİP’te sınıflandırılacağı hususu çoğu zaman yoruma dayalı bir analiz ve çıkarım sonucunda belirlenmektedir. Bu bağlamda, Türk Gümrük Tarife Cetvelinde “Tarifenin Yorumu ile İlgili Genel Kurallar” başlığı altında 6 adet kural getirilmektedir. Örneğin, 2 no.lu genel kuralda[9] gerçekten bir yorum safhasına geçilmekte ve yorumlamayı sağlayan temel kavram ve terimler de karşımıza çıkmaya başlamaktadır[10]. 2 no.lu kural için, bir eşyanın “ayırt edici nitelik”inin ne olduğuna ancak yorum yolu ile karara verilebilir[11].

Herhangi bir gümrük idaresinin muayene kurulundan Gümrük İşbirliği Konseyi Armonize Sistem Komitesine kadar sınıflandırmaya ilişkin yapılan tartışmalar genellikle Genel Yorum Kuralları (2) ve sonrasında gelen etrafında gerçekleşir. Yine çoğunlukla görüş birliği, oybirliği sağlanamaz ve görüş çokluğu, oyçokluğu ile tarife tespiti tartışmalı olan eşyalar hakkında bir karara varılır[12].

Gümrük işlemlerinde karşılaşılan ihtilaflı konulardan en önemlisi de eşyanın hangi pozisyonda sınıflandırılacağı konusunda kanunda ve ilgili yönetmelikte açıklık bulunmamaktadır[13]. Tarife sınıflandırması işleminin farklı yorumlamalara açık olması, sınıflandırma konusunda aksi iddia edilemeyecek kesin bir listenin/mevzuatın bulunmaması işlemlerde belirsizliklere ve hukuki olumsuzluklara yol açabilmekte, uyuşmazlıklarda verilen kesin kararların hukukiliğini sorgulanır/tartışılır hale getirmektedir.

Örneğin, Danıştay’ın bir kararında, uyuşmazlık konusu eşyanın tıbbi amaçlı mı yoksa estetik amaçlı mı kullanımının araştırılması gerektiği belirtilmiştir[14]. Tıbbi amaçlı mı yoksa estetik amaçlı mı kullanılacağı konusu yorumlama faaliyeti sonucunda belirlenebilecek bir husustur.

Yine bir başka kararda[15]; ''cep telefonu için koruma camları''nın temperlenmiş lamine edilmiş emniyet camları olduğu için 70.07 tarife pozisyonunda değil de "cep telefonu ekran koruyucu" ticari tanımlı eşyanın 02/12/2016 tarihli Bağlayıcı Tarife Bilgisine göre 7020.00.80.00.00 pozisyonunda sınıflandırılması gerektiğinden bahsedilmiştir. Burada eşyanın sınıflandırılmasında üretildiği hammadde mi yoksa kullanım amacının mı esas alınacağı sorusu tarifenin genel yorum kuralları ile çözülmeye çalışılmıştır. İşte esas sorun da bu yorum süreci sonunda verilen kararın yanlış bulunup, adli/idari yaptırımlara tabi tutulmasının ne derece hakkaniyete sığması ile ilgilidir. Mahkemece veya idarece bir yükümlünün kasıtlı olarak düşük vergi oranından beyan ettiği iddiası hangi delillerle kesin olarak ispatlanabilir? yükümlünün/temsilcisinin farklı yorumlamış olması hiç mi olasılık dahilinde değildir?

Kaldı ki bazı durumlarda gümrük idaresi de işin içinden çıkamamakta Dünya Gümrük Örgütü Armonize Sistem Komitesince inceleme isteğine bulunabilmektedir[16]. Yine böyle bir durumda yükümlüyü yaptırıma tabi tutmak ne derece hukuka uygundur?

Bir diğer örnek ise İngiltere’de yaşanmış oyuncak-biblo ayrımı üzerinedir. Bir ithalatçı firma çeşitli film ve dizi karakterlerine ait koleksiyon figürlerini gümrükte oyuncak olarak beyan etmiştir. Ancak Birleşik Krallık Gümrük İdaresi de bu figürlerin, aslında biblo/süs eşyası kategorisine girdiğini belirterek ek ödeme, para cezası ve faiz tahakkuk ettirmiştir[17]. Bu olay, değişik iki yorumlama biçiminin çarpıcı bir örneği niteliğindedir.

Bir meslektaşımızın LinkedIn hesabında paylaştığı Kocaeli 1. İdare Mahkemesinin bir kararında “…Davacının kasıtlı olarak yahut mesleğin gerektirdiği uzmanlığa sahip olmamasından dolayı farklı GTİP numarasıyla beyanname vermediği, nitekim eşyaların........

© Hukuki Haber