İLAÇ TEDAVİSİNDE HEKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU VE HASTANIN HAKLARI
İlaç tedavileri, kimyasal bileşiklerin insan vücudu üzerindeki etkilerine dayandığından, doğası gereği çeşitli belirsizlikleri bünyesinde barındırmaktadır. Bu belirsizlik, özellikle bireyler arası fizyolojik farklılıkların ilacın etkileri üzerinde değişken sonuçlar doğurabilmesi gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Aynı ilaç, farklı hastalarda değişik tepkilere yol açabilir; bu durum, ilaç tedavisinin öngörülebilirliğini sınırlandırmakta ve hekimlerin tedavi sürecindeki özen yükümlülüğünü daha da önemli hâle getirmektedir.
Hekimler, mesleki sorumlulukları gereği yalnızca teşhis ve tedavi yöntemleriyle sınırlı kalmayıp, ilaçların etkileri, dozajları ve muhtemel riskleri hakkında da bilgi sahibi olmalıdır. Tıpta meydana gelen bilimsel ve teknolojik gelişmeleri takip etmek, bu çerçevede ilaçlarla ilgili yenilikleri ve uyarıları dikkate almak hekimlik mesleğinin temel bir yükümlülüğüdür.
İlaç Tedavisinde Hekim Hatasının Tespiti
İstenmeyen ilaç etkilerinin klinik olarak özgün bir hastalık tablosu şeklinde ortaya çıkması, çoğu zaman bu etkilerin hekim tarafından dahi fark edilmesini zorlaştırmaktadır. Bu durum, ilaç tedavilerinde beklenmedik komplikasyonların tespitini ve hekim hatasının ispatını hukuki açıdan son derece karmaşık hâle getirmektedir. Nitekim yalnızca zarar meydana gelmiş olması, hekimin hukuki olarak sorumlu tutulması için yeterli değildir; hekimin kusurunun varlığı ile zarar arasında uygun bir illiyet bağının kurulması da zorunludur.
Yargı kararları, ilaç tedavilerinden kaynaklanan zararlar söz konusu olduğunda hekimin sorumluluğunun doğabilmesi için, zarar ile tıbbi müdahale arasında açık ve kesin bir nedensellik bağının kurulmasını şart koşmaktadır. Bu bağlamda, hekimin sorumlu tutulabilmesi için öncelikle zarar gören olgunun ilaç tedavisinden kaynaklandığı ispatlanmalı; ardından ise hekimin bu tedavi sürecinde kusurlu, ihmalkâr ya da hatalı davrandığı açık biçimde ortaya konulmalıdır. Bu şartların birlikte gerçekleşmesi durumunda hekimin hukuki sorumluluğuna gidilebilecektir.
İlaç Tedavisinde Hekimin Sorumluluğunu Meydana Getiren Uygulama Hataları Nelerdir?
Hekimlerin ilaçlara ilişkin sorumlulukları, yalnızca ilacın reçete edilmesiyle sınırlı olmayıp; tedavi sürecinin birçok aşamasını kapsamaktadır. Bu kapsamda hekimden beklenen yükümlülükler, ilacın uygun dozda ve doğru kullanım şekliyle belirlenmesi, hastanın potansiyel yan etkiler hakkında bilgilendirilmesi, ilaç kullanım sürecinin izlenmesi ve gerektiğinde müdahalede bulunulması gibi sorumlulukları içerir. Ayrıca, ilaç kullanımına bağlı bir zarar meydana gelmişse, hekimin bu zararın büyümesini engellemesi ve hastaya zarar veren etkeni ortadan kaldırmaya yönelik gerekli tedaviyi sağlaması da sorumluluk alanına dâhildir.Bu süreçlerin herhangi birinde, tıp biliminin güncel ve kabul gören standartlarına aykırı davranılması durumunda, hekimin hukuki ve mesleki sorumluluğu doğabilir. Bu tür ihlaller, tıbbi uygulama hataları (malpraktis) kapsamında değerlendirilir. İlaç tedavisine ilişkin uygulama hataları, doğrudan hastanın sağlığı üzerinde olumsuz sonuçlara yol açabileceği gibi, hekimin hukuki sorumluluğunu da gündeme getirmektedir.
İlaç tedavisinde karşılaşılan başlıca uygulama hatalarına; hasta öyküsünün (anamnez) yetersiz veya hatalı şekilde alınması, yanlış ya da eksik teşhis konulması, tedaviye yönelik endikasyonun hatalı belirlenmesi, birden fazla ilacın etkileşimlerinin göz ardı edilmesi, ilacın uygulama dozunun veya süresinin yanlış belirlenmesi ve hastanın yeterli düzeyde aydınlatılmaması gibi durumlar örnek gösterilebilir. Bu tür hatalar, hekimin bilgi eksikliğinden ya da mesleki özen yükümlülüğünü yerine getirmemesinden kaynaklanabileceği gibi, sistemsel eksikliklerin sonucu olarak da ortaya çıkabilir.
Doğru Anamnez Almanın Önemi ve Anamnez Hatalarının Yol Açtığı Sorunlar
İlaç tedavisine başlanmadan önce hastadan alınacak tıbbi öykü (anamnez), hekimin doğru tanı ve uygun tedavi süreci oluşturabilmesi açısından hayati bir öneme sahiptir. Bu aşamada hekim; hastanın halihazırda kullandığı ilaçları, fizyolojik durumunu, mevcut hastalık geçmişini, bilinen alerjilerini ve ilaçlara karşı gösterdiği önceki reaksiyonları dikkatle sorgulamalıdır. Söz konusu bilgilerin eksik ya da hatalı alınması, hem tedavi sürecini hem de hasta güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atabilmektedir.
Hasta öyküsünün yeterince alınmaması, doğrudan tıbbi uygulama hatası (malpraktis) olarak değerlendirilir. Zira hastada mevcut olan ilaç intoleransı ya da alerjik yatkınlık, bu süreçte tespit edilmelidir. Aksi hâlde, yanlış ilaç seçimi, hatalı dozaj uygulaması ve bunun neticesinde ortaya çıkan advers etkiler kaçınılmaz hâle gelebilir. Bu gibi durumlarda, hekimin özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle ilaç tedavisinden doğan zararlardan hukuken sorumlu tutulması mümkündür.
Özellikle alerjik reaksiyonlar veya ilaç direnci gibi ciddi komplikasyonlar, çoğunlukla hasta öyküsünün eksik alınmasıyla doğrudan ilişkilidir. Bu tür ihmaller, tedavinin başarısını olumsuz etkilediği gibi, hastada geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına da neden olabilir. Dolayısıyla, hasta öyküsünün titizlikle ve ayrıntılı bir şekilde alınması, hekimin mesleki sorumluluğunun ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirilmelidir.
Teşhiste Yapılan Hatalar ve Hekimin Mesleki Sorumluluğu
Tıbbi müdahalenin başlangıç noktası olan teşhis süreci, tedavi yönteminin doğru belirlenmesi açısından hayati bir öneme sahiptir. Teşhiste yapılan hata ya da eksiklik, yalnızca yanlış bir tedaviye değil, aynı zamanda hastanın klinik durumuna uygun olmayan bir ilaçla müdahalede bulunulmasına yol açar. Bu durum, hastanın sağlığı açısından ciddi sonuçlar doğurabileceği gibi, hekimin hukuki sorumluluğunu da gündeme getirir.
Özellikle gerekli laboratuvar ve görüntüleme tetkikleri yapılmaksızın, yalnızca klinik gözleme dayalı olarak konulan tanılar, Yargıtay içtihatlarında açıkça teşhis hatası olarak değerlendirilmiştir. Bu tür durumlarda, hekimden beklenen mesleki özenin gösterilmemesi nedeniyle doğan zarar, tıbbi uygulama hatası (malpraktis) kapsamında değerlendirilmekte ve hekimin sorumluluğuna gidilmektedir.
Yanlış İlaç, Yanlış Doz: Endikasyon Hatasının Sağlık ve Hukuk Boyutu
Tıbbi tedavi sürecinde ilacın endikasyona uygun şekilde reçetelenmesi, hekimin temel yükümlülüklerinden biridir. Endikasyon hatası; hastalığın teşhisine uygun olmayan, etkisiz veya gereksiz bir ilacın yazılması ya da yazılması gereken ilacın hiç reçetelenmemesi gibi durumları kapsamaktadır.........
© Hukuki Haber
