İşçinin Maaşının Elden Ödenmesi: Hukuki Dayanak, İspat Yükü ve Yargıtay Uygulamaları
1. GİRİŞ
Ücret, iş sözleşmesinin asli unsurlarından biridir ve işçinin emeğinin karşılığı olarak ekonomik ve sosyal yaşamını sürdürebilmesi bakımından hayati önem taşır. Bu nedenle, ücretin doğru, tam ve zamanında ödenmesi hem bireysel iş hukuku hem de sosyal güvenlik hukuku açısından koruma altına alınmıştır. Ancak uygulamada, özellikle küçük işletmelerde, ücretin elden ödenmesi hâlâ yaygın biçimde sürmektedir. Bu durum, işçi ile işveren arasında çıkan uyuşmazlıklarda ciddi ispat sorunlarına yol açmakta, mahkemeler açısından da gerçek ücretin tespiti noktasında güçlük yaratmaktadır.
2. ÜCRETİN HUKUKİ DAYANAĞI VE ÖDENME ŞEKLİ
2.1. İş Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu Hükümleri
4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca: “Ücret, en geç ayda bir ödenir ve kural olarak Türk parası ile ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleriyle ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir.” Ücretin banka aracılığıyla ödenmesi öngörülse de, elden ödeme yasak değildir. Ancak banka ödemesi, hem denetim hem de ispat açısından güvenli bir yöntemdir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 407. maddesi de ücretin para ile ödenmesini zorunlu kılmakta ve işçinin ücret alacağından vazgeçmesini sınırlı biçimde geçerli saymaktadır.
2.2. Ücret Yönetmeliği
“Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığıyla Ödenmesine Dair Yönetmelik” uyarınca:
- En az 5 işçi çalıştıran işverenler, işçilerin tüm alacaklarını bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdür.
- Bu zorunluluk, ücretin eksiksiz ödenip ödenmediğini ve SGK primlerinin doğru yatırılıp yatırılmadığını denetlenebilir hale getirmeyi amaçlamaktadır.
Elden yapılan ödemeler, işçinin imzasını taşıyan........
© Hukuki Haber
