menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

SAHTE BELGE VE YANILTICI BELGENİN KARA PARA (SUÇ GELİRİNİN) AKLANMASI AŞAMASINA ETKİLERİ

15 1
11.09.2025

Karapara veya Suç Gelirinin Tanımı

Son zamanlarda karapara aklama gerekçesiyle soruşturmaya alınan şirketlerin çoğunda “sahte belge düzenleme” ve/veya “sahte belge kullanma” fiilerinin de bulunduğu, bu suçların karapara aklamanın öncüsü veya kaynağın gizlenmesindeki ikincil suç unsuru olduğu gözlenmektedir. Sahte belge düzenleme veya kullanma bazen öncül suç olabilirken, bazen ise aklama suçu kapsamına girebilmektedir.

“Kara para” ya da “suç geliri”, altyapısında başka bir suç bulunan faaliyetlerden elde edilen gelir iken, “aklama” bu suçun devamında teşekkül eden başka bir suçu ifade etmektedir. Bir diğer ifadeyle “kara para aklama”; öncül suçlar nedeniyle elde edilmiş para, mal, kıymetli evrak ve diğer ekonomik değerlerin yasal/meşru bir ekonomik değerlere dönüştürülmesi amacıyla “kaynağının” “gizlenmesi” veyahut “gizlenmeye teşebbüs edilmesidir”[1].

Suç geliri, yasaların suç saydığı fiillerden elde edilen her türlü ekonomik menfaat ve değer olarak ifade edilebilir. Sözlük anlamıyla “yasa dışı yollardan sağlanan kazanç” olarak tanımlanan suç geliri, kirli para gibi terimlerle de anılmaktadır. Uluslararası literatürde ise bu kapsamda “suç geliri” (proceeds of crime), “kirli para” (dirty money), “kara para” (black money) veya “suç parası” (criminal fund) terimleri kullanılmaktadır.

Suç geliri ekonomik, sosyal ve hukuki olmak üzere farklı açılardan tanımlanabilir. Aklama suçuna konu olabilecek suç geliri doğal olarak hukuki olarak tanımlanan suç geliridir ki, bu da ilgili ülke mevzuatlarında öncül suç olarak belirlenmiş fiillerden elde edilen her türlü değerdir.

Aklama konusunda ciddi bulgu-emareler varsa MASAK Cumhuriyet Savcısı kanalıyla kiralık kasalar da olmak üzere, hak ve alacakların dondurulmasına, tasarruf yetkisinin tamamen veya kısmen kaldırılmasına, bunların zaptına, tevdi mahalline bırakılmasına, hazırlık aşamasında Sulh Ceza Hakimi, diğer hallerde Mahkemeler 24 saat içinde karar verir. Acil durumlarda Cumhuriyet Savcısı karar verir, 24 saat içinde ise Sulh Ceza Hakimi onaylamak zorundadır, yoksa karar hükümsüzdür.

Ülkemizde 19.11.1996 tarihinde yürürlüğe giren 4208 sayılı Kara paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun’da tanımlanan “kara para”, söz konusu Kanunun 2/a maddesinde sayılan Kanunlardaki fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen bütün ekonomik değerleri ifade etmekteydi. Yani, kanunda tek tek sayılan fiilerin işlenmesi neticesinde doğan para veya para yerine geçen her türlü kıymetli evrakla, mal veya gelirleri veya bir para biriminden diğer bir para birimine çevrilmesi de dahil, sözü edilen para, evrak, mal veya gelirlerin birbirine dönüştürülmesinden elde edilen her türlü maddi menfaat ve değeri ifade etmekteydi.

18.10.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunda kara para kavramı yerine “Suç geliri” kavramı kullanılmış ve aynı kanunda suç geliri, TCK’nın 282. maddesine paralel şekilde “suçtan kaynaklanan malvarlığı değeri” olarak tanımlanmış olup, aklama suçu ise 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 282. maddesinde düzenlenen suçu ifade ettiği hüküm altına alınmıştır. Buna göre, meri kanun önceki kanuna göre tek tek saymak yerine doğrudan TCK’ya atıfla yetinmiştir.

Kara para ve aklama kavramına dünya gündemine ilk defa 1988 Uyuşturucu ve Psikotrop Maddeler Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (daha önce ABD ve İngiltere de mevzuat çalışmaları başlamıştı) ile değinilmiştir.

Daha sonra ise AB Konseyi doğrudan kara para aklamayı hedef alan 1990 tarihli Suç Gelirlerinin Aklanması Araştırılması Zaptedilmesi, Müsaderesi Sözleşmesi hazırlanmıştır.

Kara paranın, ülkeye ne zaman girip çıkacağı belli olmayan, para politikalarını yıpratıcı, para arz ve talebini sistematik olmayan şekilde etkileyen, konjokturden bağımsız, piyasa bozucu, istikrarı hedef alan, ekonomik dengeleri, adil gelir dağılımı hedeflerini aşındıran çeşitli zararlı etkileri bulunmaktadır.

Kayıt dışı ile kara para ise genelde karıştırılsa da, temelde farklı kavramları temsil etmektedir. Kayıt dışı (Gri Para); doğrudan vergi ödemelerinden kaçmaya yönelmekte, belge ve yasal defter düzenlerine aykırılık taşımakta, açıkça vergi ödememek adına hasılat, gelir, servet veya gelir unsurlarının ve işlemlerin gizlenmesini temsil etmektedir. Kara para ise vergi ödemeyi sorun etmeyen bir yapıya sahip olup, açıkça kayıt dışına göre ters mekanizma ile çalışmaktadır. Bu gelirin özünü bir suç oluşturmaktadır. Bu suçların neler olduğunu, hangi suçların öncül suç olduğunu her ülke kendi yasal düzenlemelerinde yer vermiştir.

Buna karşın, kayıt dışının yoğun olduğu ülkeler kara para aklama konusunda daha fazla imkanlar sunduğundan dolayı, mali denetim mekanizması ve hukuk düzeni yeteri kadar oturmamış ve kayıt dışının fazla olduğu ülkeler kara para aklama suçunu genel olarak teşvik etmektedir.

KaraPara Aklamaya İlişkin Yasal Düzenlemeler

4208 sayılı Kanunda (2/a maddesi) 29 öncül suç sayılarak bu fiiller nedeniyle doğan mal, para, para yerine geçen kıymetli evrak, gelirler, bir para biriminden diğer para birimine geçilmesi de dahil olmak üzere, bu kıymetlerin birbirine dönüştürülmesinden elde edilen her türlü maddi menfaat ve değer “kara para” olarak tanımlanmıştır.

Aklama sürecini kavramak için konu, “öncül suç” ve “suç geliri” kavramları ile birlikte değerlendirilmelidir. Genel olarak karapara aklamadan bahsedebilmek için;

• Bir suç işlenmiş (Öncül suç),

• Bu suç sonucunda herhangi bir ekonomik değer elde edilmiş (Suç geliri),

• Bu ekonomik değerleri yasadışı nitelikten çıkarıp bunlara yasal görünüm kazandırmaya yönelik fiillerin işlenmiş

Olması gerekmektedir.

Öncül suç, suç gelirinin elde edilmesini mümkün kılan suçtur. Hukuki olarak suç gelirine kaynak teşkil eden bu suçlar, benimsenen yaklaşıma göre ülke mevzuatlarında farklı şekillerde belirlenmişlerdir.

Öncül suç belirlemede kullanılan yaklaşımlar dünyada bilinen mevcut örnekleri itibariyle şu şekilde belirtilebilir:

• Tüm ağır suçların öncül suç olarak kabulü,

• Tüm suçların veya belirli kategorideki ağır suçların veya belirli hapis cezası sınırını aşan suçların öncül suç olarak kabulü,

• Öncül suçların sayma suretiyle belirlenmesi,

• Karma yaklaşım.

Ülkemizde 4208 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde öncül suçlar sayma yöntemi ile belirlenmişken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun aklama suçunun düzenlendiği 282. maddesinde “alt sınırı altı ay ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar” şeklinde eşik yaklaşım benimsenmiştir.

Bahsi geçen suçlar; uyuşturucu ticareti, gümrük silah kaçakçılığı, tarihi eser kaçakçılığı, sahte fatura suçları, para kalpazanlığı, tehdit ile menfaat temini, devletin şahsiyetine yönelik suçlar, organ nakli, rüşvet hileli iflas resmi hususi belge de sahtecilik gibi suçlar sayılmaktadır.

Daha sonraki düzenlemede ise alt yapısı belli bir hapis cezası gerektiren suçlar kapsama alınmıştır.

Kara para aklama; öncül suçlar nedeniyle elde edilmiş para, mal, kıymetli evrak ve diğer ekonomik değerlerin yasal ekonomik değerlere dönüştürülmesi amacıyla kaynağının gizlenmesi ve gizlenmeye teşebbüs edilmesidir. Bu kapsamda,

- Bir öncül suç işlenmiş olacak;

- Suç sonucunda kara para elde edilmiş olacak;

- Yasal olmayan paranın yasal görünüm kazanması için bir fiil olması gerekmektedir.

Yani aklama suçu için, öncül suç kapsamında elde edilen ekonomik değer için aşağıda sayılan faaliyetin/faaliyetlerin yapılması gerekmektedir;

1- İktisap Edilmesi,

2- Bulundurulması,

3- Nakledilmesi,

4- Transfer Edilmesi,

5- Sınır Ötesi İşleme Tabi Tutulması,

6- Kullanılması,

7- İşletilmesi,

8- Yatırılması,

9- Başka Bir Değere Dönüştürülmesi,

10- Kaynağı, Niteliği, Sahibi, Zilyedinin Gizlenmesi veya Farklı Gösterilmesi.

Daha açık ifade edilirse, aşağıdaki fiillerin işlenmesi sonucunda elde edilen kara paranın açıkça aklama suçu kapsamında mütalaa edileceği açıktır:

1- Elde Edenlerce Kaynağına Meşruiyet Kazandırılması Amacıyla Değerlendirilmesi,

2- Bu Yolla Elde Edildiği Bilinen Kara paranın Başkalarınca İktisap Edilmesi,

3- Bulundurulması,

4- Elde Edenlerce veya Başkalarınca Kullanılması,

5- Kaynak, Niteliği,........

© Hukuki Haber