Sen değişirsen Dünya değişir
Sen değişirsen Dünya değişir
Gabor Mate, insan doğası ve psikoloji üzerine yaptığı konuşmalarda ve yazılarda, insanların en temel ihtiyaçlarından birinin görülmek, duyulmak ve oldukları gibi kabul edilmek olduğunu ifade eder. Ayrıca, travmaların sadece başa gelen olaylar değil, aynı zamanda duygularımızın yeterince görülmediği ve ihtiyaçlarımızın karşılanmadığı durumlar olduğunu söyler.
Şimdi gelin, yaşadığımız memleketin insanlarına bakalım. Bizim mahalle ve öteki mahalle diye ayrışmış, birinin diğerini görmediği, duymadığı ve karşı mahalle diye ayırıp ötekileştiren insanların birbiriyle yaşadığı bir ortam. Her zaman görülmeyen ve duyulmayan bir taraf var.
Toplum olarak aslında devamlı travma yaşıyoruz. Gücü eline alan kendi mahallesini oluşturup diğer tarafı görmüyor ve duymuyor. Kendi doğru kabul ettiği kalıplara herkesin uymasını bekliyor, bu durum insan doğasına uymadığı için çatışma, baskılar kaçınılmaz oluyor. Hani kirpiler birlikte uyuma ihtiyacı duyarken, vücutlarını kaplayan sivri dikenler yüzünden birbirlerine zarar verme riski taşırlar ya, toplum olarak birlikte yaşamak artık çok zarar vermeye başladı. Bu nedenle, kirpiler bir araya geldiklerinde uyumadan önce birbirleriyle aralarında ideal mesafeyi ayarlar. Böylece, grubun sıcaklığından yararlanırken, dikenlerin birbirine batmasını engellerler.
Bu toplumda yetişen insanlar olarak büyüme yolculuğumuzda önemli bir parça olan bireyselleşme aşamasını sağlıklı geçemediğimiz için yaşları 40-50-60 olan insanların ergenlik tripleriyle uğraşıp duruyoruz. Bireyselleşme, büyüme yolculuğunda bir kopuş değil, bir dönüşüm sürecidir. Bu süreç, çocuklukta başlayan ve ergenlikte hızlanan bir ayrışma sürecidir. Ergenlik dönemi, bireyselleşmenin en belirgin olduğu evrelerden biridir çünkü gençler kimliklerini keşfetmeye, ailelerinden farklı düşünmeye ve bağımsız kararlar almaya başlarlar. Yetişkinlikte ise bireyselleşme, kişinin kendi hayatını yönetmesi, sorumluluklarını........
© HTHayat
