menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Köy enstitülerini anlamayan Mansur Yavaş’ı anlayamaz

31 1
01.09.2025

“Mansur Yavaş’ın eğitim odaklı vizyonunu anlamak isteyenler, önce Köy Enstitülerinin tarihsel misyonunu kavramalıdır. Çünkü geçmişten bugüne uzanan bu yol, köyden kente taşınmış bir aydınlanma hikâyesidir. Her ne kadar yarasalar karanlıktan beslense de, Mansur Başkan gençlerin yolunu her şeye ve herkese rağmen aydınlatmaya kararlıdır.”

Bugün öğretmenler için yeni eğitim öğretim yılı başlıyor. Daha önceden Sayın Mansur Yavaş’ın eğitime katkılarını ele aldığım yazılar yazmıştım. Bugüne de milyonlarca öğretmenin kalbine dokunabilmek ve onlara da umut olabilmek için bu yazı ile başlıyorum…

Bir zamanlar Türkiye’nin kırsalında bir kardelen gibi filizlenen Köy Enstitüleri yalnızca öğretmen yetiştirmek için değil; köy çocuklarını bilgiyle, sanatla, tarımla ve toplumsal sorumlulukla donatmak için kurulmuştu. Köy Enstitüleri için okul yalnızca bir bina değil, aynı zamanda köyün kendini dönüştürdüğü bir alan, öğrenmenin üretimle buluştuğu bir sahneydi. Öğrenci hem toprağı sürecek, hem kitabı okuyacak, hem de tiyatro sahnesinde rol alacaktı.

Köy Enstitülerinde köylü hem üretecek hem tüketecek, hem de kimseye muhtaç olmadan yaşayacaktı. Tıpkı Nazım Hikmet’in “Davet” şiirinde söylediği gibi:

“Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın.

Yok edin insanın insana kulluğunu.”

Bu sistem, insanın insana kulluğunu ortadan kaldıran; köylünün kimseye el açmadan kendi ayaklarının üstünde yükseldiği, maraba değil yurttaş olduğu bir sistemdi.

Ne yazık ki bu hayal kısa sürede siyasetin, bürokrasinin ve çıkar odaklarının öğütücü dişlileri arasında sıkıştı. Çark o kadar büyük ve güçlüydü ki bu muhteşem Anadolu kalkınma fikri daha fazla dayanamadı ve 1950’li yıllarda Köy Enstitüleri kapatıldı. Bunun hem görünen hem de gizli nedenleri vardı.........

© HalkTV