menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kendini tanımak artık bir seçim değil, günümüzde bir ihtiyaçtır.

11 18
12.01.2025

“Bu koşuşturmacada, değil başkalarını anlamak kendimizi anlamak dahi bir hayalden ibaret. Kendini tanımadan başkalarını anlamak mümkün değildir; önce kendimize dürüst olmalı, içsel sorularımıza cevap aramalıyız.”

“Tüm deneyimlerim ışığında gençlerin hayatına dokunmak ve onlara rehberlik etmek, en büyük amacım haline geldi. Kendi yolculuğumda sorduğum sorular ve verdiğim yanıtlar, beni doğru yere yönlendirdi. Umarım deneyimlerim, başkalarına ilham verir ve onların hayatlarına bir farkındalık kazandırır.”

Uzman klinik psikolog İlayda Etkin Güler Erdil ile kendimizi tanımanın neden önemli olduğunu, gençlerin ve ailelerin neye ihtiyacı olduğunu konuştuk.

Kim olduğumuzu biliyor muyuz? Kendimizi tanımak neden önemli?

Hayat, çoğu zaman içindeki telaşla bizi kendimizden uzaklaştırır. Her an bir şeylere yetişme, bir hedefe ulaşma çabası içinde, kendimizi anlamaya fırsat bulamayız. Bu koşuşturmacada, başkalarını anlamak ise sadece bir hayalden ibarettir. Çünkü kendini tanımayan biri, başkalarını da gerçek anlamda tanıyamaz. İlişkiler yüzeyselleşir, insanlar birbirini gerçekten dinlemez; kimse kendini derinlemesine sorgulamaz. Oysa, anlamlı bir hayat, derinlik ve samimiyet gerektirir. Kendini tanımadan, sadece dışsal beklentilere göre yaşamak da en nihayetinde içsel bir yalnızlık ve tatminsizlik doğurur.

Kendini keşfetmek, kolay bir yolculuk değildir. Çoğu insan, hayatı boyunca kendini tam anlamıyla keşfetmeden yaşar. Ancak gerçek anlamda bir hayat kurabilmek, önce kendi iç dünyamıza dönmeyi gerektirir. Kendini tanımak, sadece "kimim ben?" sorusuna cevap aramak değil, aynı zamanda "neden böyle düşünüyorum?", "bu kararı neden verdim?" gibi sorularla da yüzleşmektir. Bu derin sorgulamalar, hayatı daha anlamlı kılmanın kapılarını açar. Bu bağlamda, Sokratik sorgulama, doğru soruları sorarak düşünme biçimimizi derinleştirir ve bize başka perspektifler kazandırır. Kendimizi anlamaya başladıkça, daha önce fark etmediğimiz düşünce ve davranış kalıplarını keşfederiz. Bu farkındalık, davranışlarımızda bize daha özgür bir seçim alanı sunar.

İçsel keşif bazen acı verici olabilir. Kendi kimliğimizle yüzleşmek, toplumun dayattığı maskelerden sıyrılmak zorlayıcıdır. Fakat, kendini tanımak, insanı özgürleştirir. Kendimizi anlamadan, başkalarının bizden ne beklediğini ya da başkalarına nasıl etki ettiğimizi bilemeyiz. Bu nedenle, içsel yolculukta atılacak her adım, hayatımızı daha derin, daha anlamlı bir hale getirecek, gerçek mutluluğa giden yolu açacaktır.

Hayatın anlamı, sadece dışsal başarılarla değil, içsel bir keşif ve kabul süreciyle şekillenir. Kendini tanımadan başkalarını anlamak mümkün değildir; önce kendimize dürüst olmalı, içsel sorularımıza cevap aramalıyız. Bu keşif hem kendimizi hem de çevremizi daha derinden anlamamıza olanak tanır. Kendini tanımak, aslında hayatın hakkını vermektir.

Bu noktada sizin kendinizi keşif sürecinizi merak ediyoruz.

Benim yolculuğum, zorlu bir üniversite sınavına hazırlık sürecinin ardından, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü kazanmamla başladı. Bu, yıllarca hayalini kurduğum bir hedefti ve büyük bir gururdu. Ancak, İstanbul’a taşındıktan sonra, bir soru beni derinden etkiledi: Gelecekte kendimi nerede görüyorum? Belki de ilk kez, 18 yaşımda kendime bu soruyu sordum. Her şeyin mükemmel olduğu, “başarı” dediğimiz hedefin peşinden gitmekte bir sorun yoktu; ama gerçekten neyi istiyordum? Gelecekte mutlu olacak mıydım?

Bu soruları sordukça, içimde büyük bir buhran başladı. Boğaziçi, birçok kişinin hayalini kurduğu üniversiteydi; ancak benim için o kapılar,........

© HalkTV