Akademinin sorunları saymakla bitmiyor!
“Akademisyenler, toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi, ciddi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya. Öğretim elemanlarının işe alınmasında ve yönetici kadroların oluşturulmasında ciddi bir liyakat sorunu yaşanıyor.”
“Akademik alanda mobbing, daha sistematik bir şekilde uygulanabiliyor ve bu durum, akademisyenlerin üretkenliğini büyük ölçüde baltalıyor. Akademisyenlerin fikirlerini özgürce ifade edememesi ve özellikle siyasi baskılar nedeniyle otosansüre başvurmaları, akademik özerklik açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.”
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğr. Gör. Dr. Zeynep Ardıç ile akademinin sorunlarını konuştuk.
Türkiye’de akademinin durumu nasıl, genel bir durum değerlendirmesi yapabilir misiniz?
Akademisyenler adına konuşma gibi bir görevim ya da konumum yok elbette, ancak kendi gözlemlerim ve bu alanda yapılan çalışmalar ışığında temel bazı problemlerden bahsedebilirim. Öncelikle, akademisyenler, toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi, ciddi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya. Bu durum, mesleğin sürdürülmesini ve akademisyenlerin bilimsel faaliyetlere odaklanmasını olumsuz etkiliyor. İkinci sıraya liyakat problemini koyabiliriz. Liyakat, hem işe alım hem de yükseltme süreçlerinde büyük bir öneme sahip. Ancak öğretim elemanlarının işe alınmasında ve yönetici kadroların oluşturulmasında ciddi bir liyakat sorunu yaşanıyor. Bu durum, akademik motivasyonu ve verimliliği doğrudan etkileyen temel bir mesele.
Üçüncü olarak, akademide yaşanan mobbing ve baskılar ele alınabilir. Aslında mobbing, Türkiye’de ve dünyada genel bir sorun. Ancak akademik alanda mobbing, daha sistematik bir şekilde uygulanabiliyor ve bu durum, akademisyenlerin üretkenliğini büyük ölçüde baltalıyor. Bununla ilişkili olarak dördüncü sıraya akademik özgürlükler koyulabilir, çünkü akademi üzerindeki baskılar ciddi bir problem teşkil ediyor. Akademisyenlerin fikirlerini özgürce ifade edememesi ve özellikle siyasi baskılar nedeniyle otosansüre başvurmaları, akademik özerklik açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Üniversitelerde ifade özgürlüğü ve bilimsel çalışmaların bağımsızlığı giderek zayıflıyor.
Bunlara ek olarak, kadro sorunları, yayın süreçlerindeki usulsüzlükler ve adaletsizlikler, performans ve yayın baskısı gibi sorunlar da akademik hayatı zorlaştırıyor. Son yıllarda açılan üniversitelerin sayısındaki artış, kalitenin ciddi bir şekilde sorgulanmasına yol açtı. Akademik kadroların yetersizliği ve altyapı eksiklikleri, özellikle yeni açılan üniversitelerde kalite sorunlarını da beraberinde getiriyor. Tüm bu sorunlarla ilgili kapsamlı araştırmalar yapılması ve çözüm odaklı politikalar geliştirilmesi gerekmektedir.
Türkiye’deki ekonomik kriz akademisyenleri nasıl etkiledi?
Ekonomik kriz, akademisyenlerin alım gücünü ciddi şekilde düşürmüş durumda. Akademik maaşlar, yalnızca temel yaşamsal ihtiyaçları karşılamada bile yetersiz kalıyor. Kira, fatura ve gıda fiyatlarındaki hızlı artışlar, özellikle büyük şehirlerde yaşayan akademisyenleri daha da zor durumda bırakıyor. Bununla birlikte, akademisyenlerin maaşlarının bir kısmını akademik faaliyetlere........
© HalkTV
