menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

"Ruhlarımız yatak değiştirme saplantısı ile bir göç sıkıntısı içindedir"

25 1
05.09.2025

“Bu yaşam, her hastası yatak değiştirme saplantısına kapılmış bir hastanedir. Kimi soba karşısında çekmek ister acısını, kimi pencere yanında iyileşeceğine inanır.”

— Charles Baudelaire, Paris Sıkıntısı

Yolculuk, mutsuzluğun ilacı değildir.

Baudelaire’in bu sözleri, modern insanın mekânla kurduğu karmaşık ilişkiyi ve ruhsal göç sancısını en güzel şekilde özetler. Pandemi günlerinde bu durum çok net gözlenmişti. İnsanlar evde sıkıştığında koltukları pencere önüne taşıdı, mobilyaların yerini değiştirdi, balkonlu veya manzaralı dairelere taşınmayı hayal etti. Psikolojik olarak bu, bir kontrol yanılsaması yarattı: “Çevremi değiştirdiğimde, içsel huzurum da sağlanacak.” Oysa çevresel değişikliklerin yalnızlık ve kaygı üzerindeki etkisi kısa sürelidir. Hayat, yalnızca fiziksel yer değiştirmekten ibaret değildir; insanlar ruhlarını taşırken, duygularını ve kaygılarını da beraberinde sürükler.

Psikoloji bilimi, mekânsal değişikliğin kısa süreli rahatlama sağladığını, ama kalıcı bir çözüm sunmadığını gösterir. Nereye gidersen git, kendini de beraberinde götürürsün; çünkü insan kendine rağmen yaşayamaz. Yolculuk ve mekân değişikliği mutluluğu yakalama amacıyla büyük umutlarla başlasa da, kişi gideceği yerlere kaygılarını da götürecektir. Yolculuk, mutsuzluğun ilacı değildir.

Mutsuzluk ve melankoli hastalığına tutulan birey........

© HalkTV