İsrail beş gazeteciyi öldürdü: “Gazze’nin Son Sesleri” sustu
Kişisel tarihimin “tekerrür ettiği” anlar çoktur. Herhalde bir daha tanık olmam, yaşamam dediğim ne varsa tekrar tekrar çıktı karşıma. Müdahale edemediğimiz, değiştiremediğimiz o kadar çok şey var ki, dönüp dönüp buluyorlar bizi işte.
Londra’nın göbeğinde, Mossad ajanlarınca öldürülen Filistinli karikatürist Naci el Ali’nin cenaze törenine katılmıştım, 1987’de. İsrail, çizgilerini silahtan daha tehlikeli gördüğünden olsa gerek ortadan kaldırmıştı onu. Bir kitabıma da adını verdiğim o muhteşem, hiç büyümeyen Filistinli arkası dönük, küskün çocuk Hanzala figürüyle dünya çapında tanınır olmuştu Naci el Ali. Hem siyonizmi hem de FKÖ liderlerini eleştirmesiyle bilinen sosyalist karikatürist/gazeteci Naci el Ali’yi uğurladığımızda 26 yaşındaydım.
İsrail o günden sonra da gazeteci öldürmeye devam etti. Uluslararası medya kurumlarına göre son yıllarda öldürdüğü gazetecilerin sayısı 300’e dayandı. Ali’nin cenazesinden neredeyse 30 yıl sonra önceki gün de beş Filistinli gazetecinin anmasındaydım Londra’da. 64 yaşındayım. Tekrarlanan bir anıydı yaşadığım.
Holborn’da Palestine House önünde mumlar yakarak andık onları. Elime tutuşturulan posterlerden birinde Arapça yazılı olduğu için adını bilmediğim, İsrail’in katlettiği genç meslektaşımlarımdan birinin fotoğrafı vardı. Gazze’de doğmuş, orada öldürülmüş bu genç adamın fotoğrafı basılmış, çoğaltılmış, en sonunda bana gelmişti. Posterin üzerindeki rakam 200’dü. Genç meslektaşım öldürülen 200. gazeteciydi yani. Bir bunu........
© HalkTV
