İş sağlığı ve güvenliği ruhsatla değil denetimle yaşar!
Sabahın erken saatleriydi.
Kocaeli’nin Gebze ilçesinde gökyüzünü kaplayan duman, sadece kimyasal madde yangınından değil; bu ülkenin yıllardır görmezden geldiği bir gerçeğin sessiz çığlığından yükseliyordu.
Altı işçi hayatını kaybetti.
Birçoğu henüz gençti, belki evlenmemiş, belki çocuklarının okul masraflarını karşılamak için fazla mesaiye kalmıştı.
Ama o sabah, bir parfüm deposunun duvarlarıyla birlikte onların hayalleri de kül oldu.
Bu yangın sadece bir iş kazası değildir.
Bu, sistemin “önlem almayı erteleyen”, “denetimi kâğıda indirgeyen” zihniyetinin en acı sonucudur.
Ve her seferinde olduğu gibi, yine aynı cümleyle karşı karşıyayız:
“Kaderdi.”
Hayır.
Bu kader değil.
Bu, alınmayan önlemlerin, yapılmayan denetimlerin, görmezden gelinen ihmallerin doğal sonucudur.
Ve bu ülkenin çalışan insanları, artık kaderle değil; vicdansızlıkla mücadele etmektedir.
KÂĞIT ÜSTÜNDEKİ GÜVENLİK, GERÇEKTE YOK
İş sağlığı ve güvenliği bu ülkede çoğu zaman “formalite” olarak görülüyor.
Bir dosya hazırlanıyor, birkaç imza atılıyor, eğitimler kâğıt üzerinde tamamlanıyor ve herkes rahatlıyor.
Ama o belgelerin hiçbiri, yangın çıktığında bir insanın ciğerine dolan dumanı temizleyemiyor.
Yangın tüpleri kontrol edilmediyse, acil çıkış kapıları kilitliyse, alarm sistemi devre dışıysa; o kâğıtların anlamı yok.
İş sağlığı ve güvenliği bir prosedür değil, yaşatmak için var olan bir kültürdür.
Bir kültürden bahsediyoruz ki, eğer yerleşmezse, sadece fabrikalar değil; toplumun vicdanı da yanar.
Bugün bir parfüm deposunda, dün bir maden ocağında, yarın bir inşaatta...
Eğer zihniyet değişmiyorsa, adresin önemi yoktur.
Her yeni haber, sadece bir yeri değil, aynı zamanda insan hayatına verilen değeri de yakıyor.
İŞVEREN İÇİN “MALİYET” OLAN, İŞÇİ İÇİN “HAYAT”TIR
Birçok işletme sahibi için iş sağlığı önlemleri bir........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein