Alevi ocak örgütlenmesi mi? Sivil toplum örgütlenmesi mi?
İsmail Pehlivan
“Özü öze bağlayalım
Sular gibi çağlayalım
Bir yürüyüş eyleyelim
Tevekkeltü taalallah”
Pir Sultan Abdal
Anadolu Alevi toplumu, farklı bölgelerden kaynaklı kültür ve yaşam biçimleriyle şekillenmiş birçok aşiret ve Ocak yapısına ev sahipliği yapar. Erkannameler incelendiğinde bu çeşitliliğin kökleri daha net anlaşılır. Bu çeşitlilik “Yol Bir, Sürek Binbir” şeklinde formüle edilmiştir. Bu zenginlik, birleşmenin önünde engel teşkil etmek bir yana, kadim Anadolu Alevi Ocak Sistemi’nin yüzyıllar boyunca tüm baskı, zulüm ve zorbalıklara rağmen ayakta kalmasını sağlayan temel güç olmuştur.
Ne yazık ki, Anadolu Alevi Ocak Sistemi’nin örgütlenme yapısının yeterince analiz edilmemiş olması, Alevi inanç örgütlenmesinin büyük ölçüde dağılmasına yol açtı. Oysa bu kadim örgütlenme modeli, günümüz şartlarına uyarlanarak yeniden güçlü bir kurumsal yapıya dönüştürülebilir.
Anadolu Aleviliği'nin edep, erkan ve yol rehberliğindeki Batıni felsefesi, insan-ı kâmil hedefine ulaşarak toplumsal birliği güçlendiren bir inanç ve yaşam kültürü oluşturmuştur. Yol’un bilge hizmetkârları olan Dedeler, Taliplerini “Dört Kapı, Kırk Makam”da Sırr-ı Hakikat’e erebilmenin bilinci ve ahlaki değerleriyle donatmak amacıyla Yol’a revan olmuşlardır. “Hakk Adem’dedir” düşüncesiyle erdemli, dayanışmacı, hoşgörülü, vicdanlı ve adaletli bireyler yetişmesi öğretinin temel ilkesidir.
Kent yaşamı ve modernite, Alevi toplumunu inancın temel yaşam kültüründen uzaklaştırarak seküler bir anlayışa yöneltti.
Köyden kente göçle birlikte bu güçlü geleneksel yapı büyük ölçüde zayıfladı. Bu dağılma pek çok faktörle beslendi. Köyde aynı sosyal çevrede yaşayan Aleviler, farklı kentlere ve semtlere yerleşince buluşmaları ve iletişimleri zorlaştı. Bu durum, toplumun kendi soy Dedeleri’yle olan bağının da kopmasına yol açtı.
Türkiye’deki gençlik hareketlerinin ideolojik anlayışını benimseyen bazı Alevi gençlerin Alevi inancına yönelik tutum ve davranışları da yadsınamayacak ölçüde toplumu olumsuz etkiledi.
Kentleşmenin ilk yıllarında korku ve gizlenme nedeniyle kendilerini ifade edemeyen Aleviler, günümüzde Aleviliğin daha görünür hale gelmesiyle birlikte özgüven kazandı. Ancak geleneksel Alevi Ocak Sistemi’nin yerini alan modern sivil toplum örgütleri (dernekler, vakıflar, federasyonlar) bu kopuşu hızlandıran bir rol oynadı. Ne yazık ki, bu yeni yapılar Alevi toplumunun tüm kesimlerini kapsayacak güçlü bir temsil mekanizması oluşturmakta da yetersiz........
© HalkTV
