menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Kuşkusuz ben Müslümanlardanım” diyenler…

12 0
19.02.2025

Dünyanın baştan çıkaran albenisi karşısında kendisine hâkim olmasını beceren, dünyaya boyun eğen değil dünyaya hükmeden, yaratılmış olarak sınırlarını iyi bilen ama bu sınırlar içinde son derece sahih, sağlam ve mütevazı bir yaşam tarzı olanlardır.

Koşuşturmalar, kapışmalar, dalaşmalardan beri, kimsenin önünden bir şey kapmaya çalışmayan; ihtirasla yoğrulmuş her mücadeleye, bu anlamdaki bütün çekişmelere isyankâr simasının ağırlığıyla uzaktan bir tebessümle bakan ve mutmain bir şeklide arkasını dönerek çekip giderek, tüm bu olumsuzluklardan müstağnî kalanlardır.

Herkesin secde etmek için görünür bir mekân aradığı ve birbirinin ayağını kaydırdığı bir zamanda tok ve minnetsiz tavrıyla; yakınında ya da uzağında bulunan her kimseyi, nerede durduklarını gösterdiği için rahatsız edenlerdir.

Okuyan, anlayan, tartışan, mümkünse yazan ama kesinlikle savunan; inancının, düşüncesinin; iyiliğin, güzelliğin ve doğruluğun hayata tekabül etmesi için mücadele eden; salt kendinde kalmaması adına çabalayanlardır.

İnanan, düşünen, birikimli, bilgili, kaleminden ve sözünden hikmet damlayan; insan olmanın ağırlığını, Rabbine teslim olmanın sorumluluğunu taşıyanlardır.

Hangi işi yaparsa yapsın, inanan bir insan olarak olabildiğince ilkeli, dikkatli, inanç ve ahlâkî hassasiyetleri ihlâl ve ihmal etmeden hareket edenlerdir.

İlk gördüğüyle yetinmeyen; daha derinden kavramayı, belli bir mesafeden serinkanlı kalarak bakmayı tercih eden; sadece hakikatin hatırı için görmeye çalışanlardır.

Allah’ın rızasına uygunluk dışında başka bir hesabı olmayan, bu ince çizgide özünü hem koruyan hem de büyüten; insanların kendi inancına, değerlerine, kültürüne, medeniyetine yabancılaştığı dönemde ferasetle korunan ve sağlıklı bir istikamet edinerek bu istikametten hiç şaşmayanlardır.

İslam coğrafyasının inancı, tarihi, kültürü, medeniyeti, imkânları ve sorunları bağlamında, İslâm’a sağlıklı bir bilinç ve irade ile sarılan; çürümeye, çamura, gürültüye, toza dumana katkıda bulunmayan; aklı, mantığı, kalbi, vicdanı, sosyal, siyasal düşünceleri, ilmi birikimi ve inancı ile hareket edenlerdir.

Sağlam ve ilkeli bir düşünme melekesiyle; bütün düşünceleri, görüşleri, siyasal bakışı, hissedişi........

© Haksöz