Müslüman halk, istiklâli için ayağa kalkarken; başka plânlar ‘millî bir sır' olarak nasıl gizlenmişti?
Bugün, son 105 yıllık tarihimiz açısından önemli bir yıldönümü..
Birinci Dünya Savaşı'nda, müttefikimiz olan Almanya ile birlikte ağır şekilde yenilmiştik.
Galip devletler hemen her konuda taleplerini 'komut'lar halinde dayatıyorlardı..
Almanya'nın asırlardır tarihî başkenti olan Berlin'i o galip devletler, güçlerini herkese derinden hissettirmek için, başkentlikten çıkarmışlar ve Weimar şehrini yeni başkent olarak dayatmışlardı. (1918'en Adolf Hitler'in iktidara gelip Berlin'i yeniden başkent yaptığı 1933'e kadarki, 15 yıllık döneme bu yüzden 'Weimar rejimi' denilir. Almanya'nın İkinci Dünya Savaşı'nda ağır şekilde tekrar yenilmesinden sonra, Berlin başkentlikten yine çıkarılmış ve galipler, yeni başkent olarak Bonn şehrini dayatmış ve Berlin, ancak 1999 yılında yeniden başkent yapılabilmişti..)
Bizde ise, asırların Hilafet başkenti de olan İstanbul, 1453'deki fetihten 465 sene sonra, ilk kez işgal altına girmişti.. İşgal altındaki İstanbul'da bulunan (Meclis-i Meb'ûsân) / (Meb'ûslar Meclisi) son oturumunu, Müslüman topraklarının kurtarılması için, -sınırlı da olsa- 'Misâk-ı Millî /(Millî Yemin)' diye anılan bir yemin ve kanun metnini kabul etmişti. Mebusların bir kısmı İngilizler tarafından Malta Adası'na sürülürken, bir kısmı da 23 Nisan 1920 Cuma günü Ankara'da toplanacağı açıklanan Millet Meclisi'ne katılmak üzere Anadolu yollarına koyulmuşlardı.
Çünkü, Ankara'daki o Meclis'i açan kişi, işgal altındaki İstanbul'da çareler düşünen Sultan Vahiduddin'in 'Seryâver-i Şehriyârî' (Halife-Sultan'ın Başyardımcısı) sıfatıyla hareket eden ve bütün valiliklere, bütün mülkî ve askerî erkâna da o sıfatıyla emirler vermekle yetkilendirilmiş olan M. Kemal Paşa idi.
O da, Erzurum ve Sivas Kongreleri başta olmak üzere her gittiği yerde, işgal altında bulunan 'Makam-ı Hilafet ve Saltanat-ı Seniyye'yi ve vatanı kurtarmak için mücadele edileceğine' dair bizzat yazdırdığı yemin metinlerini okutarak hareket ediyordu.
Ve İstanbul'daki Meclis, Ankara'da devam edecekti.. O kadar ki, İstanbul'daki Meclis'in son oturumunda görüşülmesi yarıda kalan kanun lâyihaları Ankara'daki Meclis'in gündeminde ilk sırada yer almıştı.. Yani, yeni bir Meclis açılmıyor, İstanbul'daki Meclis, celselerini /oturumlarını yeni şartlarda, mekân değiştirerek Ankara'da........
© Haksöz
