menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dikkat: Yeni bir erkek türü keşfedildi

181 6
04.09.2025

New York’un park ve meydanları bugüne kadar özgürlük çağrılarından yastık savaşlarına, protestolardan gizli aşk buluşmalarına pek çok olaya ev sahipliği yaptı. Son yıllarda Pedro Pascal ve Timothée Chalemet benzerlik yarışmaları da yapılan etkinliklere eklendi. Yazın ortasında Union Square’de yapılan bir yarışmaysa hiçbirine benzemiyordu. Toplanan kalabalık en iyi “mış gibi yapan” erkeği seçti.

“Mış gibi yapan” benim tecrübem. “Performative male” kavramını doğrudan “performatif erkek” ya da “rol yapan erkek” diye çevirmek de mümkün. Bu yaz sadece New York’ta değil, dünyanın belli başlı büyük şehirlerinde böylesi yarışmalar düzenlendi. Daha birkaç gün önce University of Florida’da yeni dönemin ilk etkinliği olarak bu yarışma yapıldı. New York Times’dan GQ’ya, Elle’den The Guardian’a kadar bu konuda kültürel inceleme yazısı yayımlamayan mecra kalmadı.

KADIN RUHUNDAN ANLIYORLAR-MIŞ

Medya her 10 yılda bir erkeklerle ilgili yeni bir kavram icat eder. 2000’lerde Tina Brown’ın Talk dergisi “gay enough” başlığıyla artık manikür-pedikür yaptıran, cilt bakımına giden, kaşlarını düzelttiren, iyi giyinmeyi bilen bir erkek tipolojisini ortaya attı. Bu kavram daha sonra New York Times tarafından “metroseksüel” olarak yaygınlaştırıldı. 2010’lar ponpon bereleri, oduncu gömlekleri, sakalları, plakları ve evde yaptıkları turşularıyla hipster’ın çağıydı. Silikon Vadisi devrimi bilgisayar başından kalkmayan “nerd”lerin seksi olabileceğini gösterdi. Paradan seksi ne olabilir zaten.

Şimdi de “performative male” dönemindeyiz. Onları meydanlarda, trenlerde, cafe’lerde, kitapçılarda görmek mümkün. Ama en çok da İnternet’te karşımıza çıkıyorlar. Ellerinde matcha, omuzlarında büyük ihtimalle bir yerden düşürdükleri bir bez çanta, çantada asılı bir labubu, özellikle karşı tarafın gözüne soktukları okuyormuş gibi yaptıkları kitaplarıyla tanımak mümkün. Mutlaka plaktan müzik dinliyorlar ve her kimse Clairo favorileri.

Son 10 yılda erkeklerle ilgili en çok sözü edilen kavram “toxic masculinity” oldu. Erkeğin bu zararlı biçimine aslında Türkiye’de çok aşinayız. En ufak bir krizde şiddete başvuran, duyglarını gizleyen, ilişkide daima karşısındakini (çoğu zaman da karşı cinsi) suçlayan, kendisin hep haklı gören, erkekliği abartılı derecede içki içmek ve hızlı otomobil kullanmak (ve mangal yakmak) ile eş değer gören bir ilkellik bu tür. Modası geçmiş bir Kadirizm.

Mış gibi yapan “performatif erkekler” ise bunun tam tersi. Kadının en büyük arzusunun “kadın ruhundan anlayan erkek” olduğu ezberinden yola çıkarak böyle olduklarını iddia ediyorlar, daha doğrusu bunu göstermeye çalışıyorlar. Kendi feminen tarafıyla son derece barışıklar. İnce ruhlu ve ağlamaktan çekinmeyecek kadar şeffaf ve duygusallar. Bu tür erkekler kendilerini alışılmışın dışında göstererek kadınları daha kolay tavlayacaklarını zannediyorlar. Ancak adından da anlaşılacağı gibi yaptıkları bir performans; öyleymiş gibi davranıyorlar, bir anlamda kendilerini kandırıyorlar. Saç kesimlerinden ellerinde taşıdıklarına kadar her bir nokta özel olarak üzerinde düşünülmüş, özenle planlanmış.

KURAL BİR: MATCHA İÇİLECEK

Matcha içmek, elinde matcha’yla dolaşmak önemli bir gösterge mesela. Bu yoğun yeşil çay, benzer her moda—su orucu, çimen suyu, açai, blumia vs.—gibi önce Los Angeles’ta moda oldu ve oradan dünyaya yayıldı. Birkaç sene........

© Habertürk