Terörsüz Türkiye ve toplumsal hafıza
Bir sorunu yönetebilmek veya çözebilmek, öncelikle onu doğru tarif etmeyi gerektirir. Yani sorunun geçmişini bilmenizi, bugününü anlamanızı ve geleceğini öngörmenizi.
Bu cümleyi şöyle de kurabiliriz. Çözmek istediğiniz soruna dair bir hafızaya sahip olmak; aynı zamanda mevcut durumunu analiz etmek ve elbette sorunun gelecekte alabileceği biçim ya da boyutlar üzerine kafa yormak.
Terörsüz Türkiye sürecine dair yaşanan bazı tartışmalara eğilmek istiyorum bugün. Niyet ve irade konusunda hayli mesafe alınmasına rağmen, hedefe doğru ilerlerken yaşanan bazı tatsızlıkların nedenleri üzerinde durmak gerekiyor.
TOPLUMSAL HAFIZA CANLI
Önce hafıza boyutuna yakından bakmak istiyorum. Orada şöyle bir nokta var. Terörle mücadele ve örgütün bugüne kadar ülkemize, insanlarımıza yaşattığı acılar toplumsal hafızada sanıldığından çok daha canlı. Dolayısıyla sorunu çözmeyi murad ederken, ‘geçmişe takılıp kalmayalım, onların üzerini açmamak üzere kapatalım’ tarzı yaklaşımların toplumsal gerçekle bağı yok. Olamaz da.
İnsanların geçmişle olan bağlarını anlamak gerçekten büyük çaba gerektirir. Karmaşıktır; üst üste gelen hadiselerin, sevinçlerin, acıların katmanlarıyla yoğrulur. Kuşkusuz acının ve hüznün daha baskın bir yanı vardır. Hele bizim gibi toplumlarda bu çok daha belirleyicidir.........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein