Erdoğan ve Bahçeli görüş ayrılığı içinde mi?
Güç kullanan herhangi aktör ya da kurumun, öncelikle bilmesi gereken “gücünün sınırları”dır. Bu, güç kullanma hedefinizin makulü aramak ve sonuçta bir denge kurmak olduğunu da gösterir. Gücünüzün sınırlarını bilmek, bir başka güçle gireceğiniz rekabet veya çatışmada elinizdeki en büyük avantaj olabilir.
Türkiye’de 1 Ekim’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM’de DEM sıralarına giderek uzattığı el, şu sıralarda anlamaya çalıştığımız hadiselerin, görüşmelerin ve yavaş yavaş uç veren beklentilerin sembolü oldu.
Güç meselesine tekrar dönersek, ortaya çıkan yeni dönemin bir “süreç” olarak görülüp görülemeyeceği bile kamuoyunda tartışma konusu. Kendi payıma “Henüz adı konulmuş bir süreç yok” diyenlerin kaygısına daha yakın olduğumu söyleyebilirim. Çünkü Çözüm Süreci’nin sona ermesi ve yaşanan sorunların ardından, siyasal ve toplumsal hafızaya kazınan fotoğraflar üzerinden, yeni adımları daha baştan mahkum eden yaklaşımlara geçit verilmemeli.
İSTEKLİ, KARARLI VE DİKKATLİ
Çözüm sürecinin aksine, bugün devlet aklının ve onun tezahürü olan unsurların, ortaya çıkan yeni adımları hesaplama ve yürürlüğe koyma noktasında istekli, kararlı ve dikkatli olduğunu gözden kaçırmayalım.
İstekli; zira geçmişte birisi kasten (FETÖ), diğeri ise güvensizlik üzerine kurulu olan bürokratik yapılar, süreci ya zehirledi ya da elinin ucuyla destek oldu.
Kararlı; çünkü yakın coğrafyamızdaki gelişmelere........
© Habertürk
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)