Şimdi mazlum görünen Ukraynalılar 1624'te İstanbul'u yağmalamış, 1854'te de 600 askerimizi şehid etmişlerdi!
Amerikan Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Vlodimir Zelenski dünyanın gözleri önünde birbirlerine girdiler; daha doğrusu Trump baba, amca vesaire bir aile büyüğü imişcesine Zelensky’ye fırça üstüne fırça çekti ve Beyaz Saray’dan kapıdışarı etti.
Ukrayna dünyanın gündeminde artık Gazze’nin de önüne geçti! Beyaz Saray’dan kovulan Zelenski, tam bir mağdur edâsı içerisinde kendisine kucak açan Avrupa’da kapı kapı dolaşıyor!
Biz, Ukrayna’yı eski asırlardan itibaren ve gayet yakından bilirdik, zira Ukraynalılar, özellikle de orada yaşayan Kazaklar ile defalarca karşı karşıya gelip savaşmıştık...
Ama, Ukrayna Kazakları’nın Kazakistan’da yaşayan ve aramızda kan bağı bulunan Kazaklar olduğunu zannetmeyin; onlarla hiçbir alâkaları yoktur... Ukraynadakilere “Kosak”, bir kısmına da “Zaparojya Kazakları” denir; Dinyeper Nehri’nin kuzey taraflarında yaşarlar, Hristiyandırlar; tarihlere savaşçı, kural tanımaz ve yağmacı olarak geçmişlerdir...
1962’de çevrilen, başrollerini Yul Brynner ile Tony Curtis’in oynadıkları ve konusunu Ukraynalı meşhur yazar Nikola Gogol’un bir romanından alan “Taras Bulba” isimli meşhur filmi seyretmiş yahut işitmişsinizdir...
Ukrayna Kazakları, işte “Taras Bulba”nın konusu olan millettir...
YENİKÖY’E KADAR GELDİLER
Moldavya’dan Hazar Denizi’ne kadar uzanan ve Kazaklar’ın yaşadığı geniş step bölgesinin batısı tarih boyunca asilerin sığınma mekânı idi. Buralarda Lehistan’dan ve Rusya’dan kaçmış Zaporog ve Terek Kazakları yaşar, hayatlarını saldırılardan elde ettikleri ganimetlerle sürdürürlerdi.
Zaparoglar 16. yüzyılın sonlarından itibaren Karadeniz’deki Osmanlı şehirlerine cüretkâr saldırılar yapmış; Akkirman’ı, Kili’yi,........
© Habertürk
